Bu yazıdaki İbrahim Aleyhisselam Kısası Edebiyat Tarihimiizn bu konuda yazılmış ilk eseri olan Abdülvasi Çelebinin 1414 yılında yazmış olduğu Halilaname adlı mesnevisinin Afyon Nüshası denilen Nüshasının mensur özetidir. [1]
Babil halkı güneşe, aya, yıldızlara, putlara ve hükümdarlara tapmakta idiler. Müneccimleri hükümdarları Nemrud’a “üç gün içinde doğacak bir çocuk ülkeye felaket getirecektir. Doğacak bir erkek çocuğu yeni bir din getirecek ve senin saltanatını yıkacaktır “ dediler. Nemrud da bunun üzerine “ üç gün boyunca erkeklerin kadınları ile münsabet kurmasını” yasaklar. Fakat Nemrud’un en yakını olan Azer’in karısı, Azer ’i tahrik ederek onunla ilişkiye girer ve Azer’den gebe kalır. ( Bkz Azer Nedir )
Müneccimler i Nemrud’a yasağın işe yaramadığını bir kadının bu üç gün boyunca gebe kaldığını bu kadından doğacak çocuğun sekzi ay sonra doğacağını Nemrud’u tahtından indirip putları yıkacağını söyler. ( bkz BÜT ( Put – Senema- Senem ) Nemrud’da sekiz ay sonra doğacak olan bütün çocuklar ile anne ve babalarının öldürülmelerini, hâmile kadınların da hapsedilmelerini emreder.
Azer’in eşi zamanı gelince şehir dışında bir mağarada doğum yapar ve Âzer'e çocuğun doğup öldüğünü söyler. Çocuğu mağrada bırakıp ara ara gidip emzirmektedir. Bir geyik olaya şahit olmuş anayı ayıplamış ve gidip gelip bu çocuğu emzirmiştir. Fakat bir süre sonra yasaklar da unutulunca dayanamayarak bu çocuğu eve getirir. Çocuk büyümeye başlar ve ona İbrahim adını verirler.
İbrahim Bir gün bir putun boynuna ip geçirerek sokaklarda sürüklemeye başlar. Bâbil halkı çocuk yaşta olan ve putlarına karşı çıkan hazret-i İbrâhim'i üvey babası Âzer'e şikâyet ederler. Azer ‘de ,İbrâhim aleyhisselâmı azarlayarak bu işten vazgeçmesini ister. Ama İbrahim, Babil halkına gerçek dini bildirmeye başlar, onları hak dine çağırır. Doğup batan, sönüp giden şeylerin tapılmaya uygun bulunmadıklarını söyler. Daha sonra Keldânî kavmi, bir gün bayram yapmak üzere bir yere gittiği zaman mabede girip balta ile putları kırmaya başlar. Yetmiş kadar putun bulunduğu puthânenin tüm putlarını kırıp baltayı da en büyük Put’un boynuna asar.
Halkın tanrı diye taptıkları putların kırılması ülkede infial uyandırır. Herkes bunu yapan kişinin Azer’in oğlu İbrahim olduğundan şüphelenmektedir. Onu suçlamaya başlarlar. İbrahim ise “ Ben yapmadım. Ben varken bu küçük putlara niçin tapıyorlar!" diyen şu iri put yapmıştır, Diye cevap verir. Herkes , “bir put balta ile diğer putları kırabilir mi? Putlar konuşmaz ki, sen bize ona sor diyorsun!” diye sorunca. İbrahim de: “ Bir Tanrı diğer putları kıramıyorsa sizler ona neden tapıyorsunuz? Hiç bir şey yapamayan böyle aciz putlara neden tapıyorsunuz?” ” diye sorar.
Nemrud, İbrahim’i yakalatır. Dağlar gibi odunlar yığdırır. Büyük bir ateş yaktırır. “ Odun yalımı havadan geçen kuşları bile yakmaktadır. Cihan odun ısısından cehennem gibi ısınır. Şehir halkı bu sıcağa dayanamayıp kaçar, çıkan dumandan ay ve güneş bile gözükmez” [2] İbrahim yükseğe konulan bir mancınığa konulur ve bu ateşin içine mancınıkla atılır. ( Urfa Baklıklı göl efsanesi bu kıssaya dayanmakta ve olayın Urfa’da olduğunu iddia etmektedir.- Ayrıca bu kıssa Kuran’ı kerim ‘de de bu şekilde anlatılmaktadır. En-am sursi- 74-79. Ayetler - Enbiyâ sûresi:69) Fakat ateş ( Urfa Balıklı Göl için suya odunlar da balığa dönüşmüştür) İbrahim’i yakmamıştır. Ateşin içi yemyeşil bir bahçe kesilir. Cebrâil aleyhisselâm ona arkadaş olur Ona Cennet’ten gömlek ve yaygı getirmiş ve onu Cennet nimetleri ile doyurmuştur. Ateşte yedi gün kalırlar. Ateş sönünce mucizeyi gözlerin bazıları Hz. İbrahim’e iman ederler.
Nemrud ile Hz İbrahim tekrar konuşmuşlar Nemrud onun mucizelerine inanmamış, zalim Nemrut ve putperest ahali küfürlerinden vazgeçmemişlerdir. Bunun üzerine Nemrud’un burnunun içinden beynine bir sinek girer. Bu sinek Nemrut’a uzun zaman azap ve ıztırap verir hatta bu ızdıraptan kurtulmak için Nemrut başını tokmakla döğdürmeye başlar. Sonunda kafasına taş vura, vura, tokmak vurdura vurdura delirip ölür
Hz İbrahim Cebrail ile birlikte göklere çıkar. Kendine ilk inanan kişilerden biri olan Sara ile evlenir. Cariyesi Hacer’den Oğlu İsmail doğar. İbrahim ve İsmail sınanmış ve Hz İbrahim oğlu İsmail’i kurban etmek zorunda kalmıştır. İsmail razı olunca, Hz İbrahim oğlu İsmail’i kesmeye çalışır fakat taşı kesen bıçak İbrahim’in boğazını kesmez. Cebrail erişip ona bir koç getirir ve yerine bunu kes der. Kurban olmaya rıza gösteren İsmail Arap iklimine sultan olur.
Birlikte Kâbe’yi yaparlar ve İsmail annesi Hacer’e kavuşur. İbrahim yeniden Şam’a döner ve diğer oğullarını diğer ülkelere Sultan yapar. Nuh Tufanı da meydana gelir.
Abdülvasi Çelebi ve "Halilname" ( Dasitan i İbrahim Aleyhisselam)
KAYNAKÇA
[1] Şahamettin Kuzucular, ABDÜLVASİ ÇELEBİ HALİLNAME VE DASİTANI İBRAHİM, https://edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=32634
[2] V. Mahir Kocatürk, Edebiyat Tarihi, MEB, Ank. 1970, shf 204 ( Halilname, Afyon Nüshasından İktibas)