Fal bakma İslam ve Divan edebiyatında birçok eserin konusu olmuştur. Antik medeniyetlerin ve Batlamyus adı verilen inançlara dayanan astrolojik düşünceler İslam edebiyatına İslami kisvelere bürünerek girmiş, müneccimlik, remilcilik, falcılık gibi gelecekten haberdar olabilmek amaçlı bir takım meslekler ortaya çıkmış ve bu uğraşları içeren eserler yazılmıştır. ( bkz REMİL NEDİR REMMAL REMİLCİ VE KUM FALI )
Müneccimlik ve falcılık devlet adamlarının rağbet ettikleri işler olarak da karşımıza çıkmış bazı devlet adamları müneccimlere danışarak karar vermeye kalkışmışlardır. ( bkz MÜNECCİM NEDİR ASTRONOM YILDIZ FALCISI ) Bu ise eski devirlerde bu işlerin ne kadar önemli olduğunu anlamamıza yetmektedir. Kaldı ki bu gün bile burçlara ve gündelik burç yorumlarına bakan insan sayısı sanıldığından da çoktur. ( bkz MELHAME NEDİR VE MÜNECCİM KİTAPLARI )
Fal bakmanın usul ve adabı ile çeşitli fal türlerini konu alan Arapça, Farsça, Türkçe manzum ve mensur birçok eser yazılmıştır. Bu eserler “Fal bakmaya yarayan, mistik folklorun gereği olarak anlaşılması kolay bir dille yazılmış resimli ve resimsiz, tıbbî folklora ait telkine dayalı kitaplardır” . Bu eserlere Türk ve Fars edebiyatlarında “falnâme” adı verilmiştir. Bu eserlerin bir kısmı da Padişah ve devlet adamlarına takdim edilmek için yazılmıştır.
Bu eserlere Tefe’ülnâme, Falname gibi adlar verilmiştir. Süleymaniye Millet ve Ankara Milli Kütüphanede gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda, yıldız name, talihname ve falnâme başlığı altında birçok eser bulunmuştur. Bu eserlerin pek çoğunun adının Falnâme-i Cafer-i Sâdık, Falnâme Mecmûası, Şerh-i Falnâme-i Caferü’sSâdık, Tercüme-i Falnâme-i Muhiyiddin el-Arabî, gibi adlar taşımaktadır. Adı “tâlinâme” olan eserler de bir çeşit falnamedir. “İstihrâcnâme”, “Yıldıznâme” “Melhame ” “İhtilâcnâme”” adı verilen eserler falla ilgili olmakla beraber falnâmelerden ayrı özellikler taşırlar. Bu eserler, HZ ALİ , Cafer-i Sadık gibi kişilere isnat edilmesinin nedeni kitapların güvenirliliklerinin arttırılmaya çalışılmasıyla ilgilidir. Bu eserler arasında Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan (Hazine, nr. 1703) Kalender Paşa adlı yazarın I. Ahmed’e (1603-1617) takdim edilen Türkçe ve Farsça falnâme en güzel örneklerden biridir. [1]
Melhame - Müneccimlik Kitapları
Müneccim Nedir Astronom Yıldız Falcısı
Fal Nedir Şiirlerde Fal ve Falcılık
Falnameler
Bu eserlere bakıldığı zaman: “fal geleneğinin belirli bir sistematiği olduğu yöneltilen sorular ve bu sorular çerçevesinde sunulan yorum ve cevaplar, söz konusu metinlerin içeriklerinin temelde aynı olduğuna işaret etmektedir. Büyük bir çoğunluğu kur’â yöntemiyle bakılan bu falların farklı isimlerde adlandırılmış olması, içeriklerini çok da farklı... ” [2] olmadığı, işlevleri farklı olsa bile amaçlarının hemen hemen aynı olduğu, geleceği bilmek, bir teşebbüs yapmak istenince sonucunun ne olacağını önceden tahmin edebilmek amaçlı yazıldıkları anlaşılmaktadır.
Genellikle bir duayla başlayan bu eserler “ fal bakmadan önce gerçekleştirilmesi gereken birtakım ritüeller, falın nasıl bakılacağı ve okunacak duaların sırası ve adedi anlatılır.” Fal Kitaplarını dört kategoride incelemek mümkündür.
- a) Kur’an Falnâmeleri: Surelere dayananlar
- b) Kura Falnameleri.
- c) Peygamber Adlarına Göre Düzenlenen Falnameleri
- d) Kategorize edilemeyenler
-
Kur’an Falnâmeleri: Bu falnâmelerin başında genellikle Kur’an tefe’ülünün Hz. Peygamber tarafından tavsiye edildiği, hatta bazılarında bunun sünnet olduğu ifade edilip tefe’ülün âdâb ve usulünün anlatılması dikkati çeker. [3] Sûre fallarının başında, bir daire içinde verilen rakamlar ve bu rakamların bulunduğu dilimlerde fal baktıran kişinin hacetini ortaya koyan sualler ve en iç kısımda ise süreler yer almaktadır. [4]
Bu tür falnâmeler de ikiye ayrılır.
- a) Harflerin yorumuna dayalı falnameler. Bunlarda gerekli dualar okunduktan sonra Kur’ân-ı Kerîm açılır. Sağ sayfasında ilk karşılaşılan ayetin ilk harfinin Kur’an’ın hangi ayetlerine delâlet ettiği belirtilerek bu ayetlerin manaları fala esas alır. Kur’ân’daki harflerden belirli anlamlar çıkarmak cifr ilmine dayandırılmaktadır. Cifr ilminin kurucusu olarak da Cafer-i Sâdık kabul edilir. “ İslâmî literatürde bir ilim dalı kabul edilmiş ve bu ilimle kurgulanan fallar “Kur’ân ilmi” kapsamında değerlendirilmiştir.” [5]
- b) b) Kur’an ayetlerine dayalı falnameler. Bu tür falnamelerde yirmi süreden seçilmiş bazı ayetlerin yorumu yapılır.
Kura Falnameleri: Kura falında atılan kura, harfleri gösterebileceği gibi rakamları da gösterebilir. Bir defa atılabileceği gibi üç, beş ve daha çok tek sayılarla da atılabilir. Bazan kura bir cetvel halinde düzenlenmiş harfler, rakamlar ve şekiller üzerine de atılabilmektedir. Bu tip falnamelerin Türk edebiyatındaki ilk örneği Uygurlardan kalan Irık Bitig ( Uygur Fal Kitabı) dır.
Peygamber Falnameleri: Bu eserlerde peygamberlerin isimleri bir şema veya daire halinde düzenlenmiş ve her birinin hayati, tebliğleri ve mucizelerine dayalı fallar verilmiştir.
Kategorize Edilemeyenler: Yukarıdaki falnâme türlerinin hiçbirine uymayan falnameler dir.
Eski Falnamelerin başında “Gaybı ancak Allah bilir” hükmünün muhakkak bulunduğu dikkat çeker. Bu ibarenin amacı falcılığın ve müneccimliğin İslam da kesin kes yasaklanmış olmasından ileri gelir. Bu hüküm bu yasağa işaret ettiği halde falcılık ve falnameciliğin yapılmış olması insanın geleceği tahmin etmek ve bilmek arzusunun şiddeti neticesindedir. Bu tür kitapların başlangıcında fal bakma işinin, olayları hayra yormaktan ibaret olduğunun özellikle vurgulamasının nedenleri de budur.
Falnameler, hem mensur hem de manzum olarak yazılmışlardır. Remil cifir, esma, gibi bilgilere dayanılarak yazılan bu falnameler bazı işaretler vasıtası ile geleceği tahmin etmek esasına dayanır. Gaipten haber almak amaçlı bu çalışmaların başına Kuran’dan ayetler koymak Kuran’ın emirleri ile de çelişir. Falnameler, diğer divan edebiyatı eserlerinden farklı olarak oldukça sade bir Türkçe ile kaleme alınmış eserlerdir. Hitap ettikleri kesimin daha ziyade sıradan halk olduğu bu nedenle de anlaşılabilir. Devlet adamlarına ve Padişahlara takdim için yazılanlarda açık anlaşılır sade bir Türkçe ile kaleme alınmışlardır. Sade yazılmalarının diğer nedeni edebi eser olma iddialarının olmayışıdır. Falnameler Türklerde ve İslamlardaki kadercilik anlayışının mahsulü olan eserlerdir.
Kura Falnamelerinden Örnek Bir Metin ( Mensur)
Amma bu kura kim sana geldi senin meselün Süleyman meseli gibidir. Ve dahi sana muştuluk olsun, sana ulu sevinmeklük görünür. Peygamber Belkıs’ı aldı sevündü sen dahi sevünesün... gaipten bir eyü haber alup işüdesün. Muradına maksıdına erişesün. Biznillah’i teala.
Amma bu kura kim sana geldü hacetün hacetün reva kıla ve esenlik vire anunçün kim kılmışsın yavuzlıklarına tevbe kılasun ve hacetin bulasun. Taru azze vve celle senün işini hayra döndersin. Amma kimseyle oraklug eylemegil dükeli şini başuna işle muradına eresün...
Amma bu kura kim sana geldü pahıllar kamusu gözedirleridi ve senün hayrunı istemezler idi. Tanrı onları kör eyledi ve işünü hayra dönderdi. Ve senün yavızlığı dilerler idi. İsa Peygamber öliyü dirü kılduğu gibi ve seni kamu düşmanlar şerrinden kurtardı. Şimden gerü malın ve davarın ve hörmetin arta. Bir nice kişi senden ötüri yuvarlak gaygu yerler. Senün gönlün hoşluğun dilerler. Senin sırrını kimsye dimezler. İmdü eyle gerek kim dilüni sakınasun. [6]
Manzum Falname Örneği
Eğer kadur mal öğüş deyşüresin
Gider başında kibr i hevayı
Eğer lam gelse mevc vardır öninde
Ki işün akıbed mahmud olıser
Eğer ya’dür günahundur bilesün
Ki yari kılıcidür ol kuluna
Katunda halkı hem hoş göresün
Yaradan birdürür yohsul i bay i
İğem umma gam artturma sonunda
Yine hem tali’ün mes’ud olıser ( Alıntı V. Mahir , age. shf 198 )
KAYNAKÇA
[1] Mustafa Uzun, FALNÂME –TDV İA, cilt: 12; sayfa: 145
[2] Nagihan GÜR, OSMANLI FAL GELENEĞİ BAĞLAMINDA YILDIZNÂME, FALNÂME VE TÂLİNÂME METİNLERİ, Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 96
[3] Mustafa Uzun, FALNÂME –TDV İA, cilt: 12; sayfa: 145
[4] Nagihan GÜR, OSMANLI FAL GELENEĞİ BAĞLAMINDA YILDIZNÂME, FALNÂME VE TÂLİNÂME METİNLERİ, Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 96
[5] Nagihan GÜR, OSMANLI FAL GELENEĞİ BAĞLAMINDA YILDIZNÂME, FALNÂME VE TÂLİNÂME METİNLERİ, Millî Folklor, 2012, Yıl 24, Sayı 96
[6] V. M. Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, MEB . 1970 sh. 198 ( V. Mahir bu falnamenin hususi kitaplığında olduğunu söyler dil özelliklerine bakılırsa bu falname 14. Yy en geç 15 yy ilk çeyreğinde yazılmış olmalıdır. V. Mahir ‘de bu kanaatedir ve bu eseri 14 yy metinleri içinde göstermiştir.