ER SOLTONAY DESTANI ve ÖZETİ ( Kırgız Destanı ) Dr. Doğan Kaya

 
ER SOLTONAY   DESTANI  ve  ÖZETİ ( Kırgız Destanı )  Dr. Doğan Kaya

Dr. Doğan Kaya
 
Hacimli destanlardandır. En eski anlatma Süyorkul Abdırahmanov’a aittir. Süyorkul, 1898 yılında Talas’ın Manas köyünde doğmuştur. Süyorkul’un babası Abdırahman masallara yeteneği olan, söz ustası biridir. Abdırahman’ın, Er Soltonoy’u birkaç gece anlattığı söylenir. Süyorkul’un çocukluğu yoksulluk ve azaplık yaparak geçmiştir. Ancak şairlik istidadını geliştirir ve öğretmenlik yapar. II. Dünya Savaşı sırasında demir fabrikasında işçi olarak girer. 1930 yıllarından itibaren şiir yazmaya başlayan Süyorkul’un Er Soltonoy destanını tanzim etmesinden sonra ünü artar.
Er Soltonoy destanında olaylar XVIII yüzyılda geçer. XIV yüzyılın sonunda Kalmaklar, Orta Asya’da yaşayan halkların çoğunu baş eğdirip, devamlı halka zulmederler. Halk sonunda isyan eder.
Halkın fantezisinde yaratılan halk kahramanları ateşte yanmazlar ve ok geçmez. Er Soltonoy destanında bu fikir, Temirkan ile Bolotkan’ı Kalmak hanı Uyulkan tutsak düşen kahramanları her türlü hakaretler ile öldürememesiyle ispat edilmektedir.
Er Soltonoy destanının en mühim olayı Kalmak baskıncılarıyla savaş olaylarından başka iç düşmanlarla ilgili iç kavgaları da anlatılmaktadır.
Destanın önde gelen kahramanları Soltonoy Şabeklerin Talas bölgesinde XVIII. yüzyılda yaşayan tarihî bir insan olduğunu söylemektedirler. Fakat bizim için onlar halkın edebî kahramanının seviyesine yükselttiği sözlü halk ürünlerinin eşmetinlerinde olaylar değişik şekildedir. Bunlar gibi, Er Soltonoy destanına Soltonoy, konu olarak daha sonra girdiği görülmektedir. Bu bakımdan destan her ne kadar “Er Soltonoy” olarak bilinse de olaylar Temirkan ile Bolokan’ın etrafında geçer. Soltonoy ise, Temirkan ile Bolotkan’ın iyi askerlerinden biri olarak görünür. Destanda Kalmak ve Kırgız halkının çarpışması ön plandadır.
Destan iki bölümden ibarettir. Birinci bölümü halk kahramanları; Temirkan, Bolotkan’ın doğması ve onların düşmanlarını Kırgız yerinden kovmaları. Buna sinirlenen Kalmak hanı Uyul’un adam gönderip kandırarak iki kahramanı yakalaması ve onların tekrar halkına dönmesi anlatılır. İkinci bölüm de ise zindandan kaçan kahramanların adam toplayıp Uyulkan’ı yakalamalarına yer verilir.
Er Soltonoy destanının özeti şöyledir:
Eski geçmişte Kırgız halkının Temirkan ve Bolotkan adlı ünlü iki kahramanı vardır. Bunlar ilk ataları Canış ve Bayış’tır. Bayış’ın en küçük oğlu Cangazı, odun oğlu Barman, Barman’dan Colborskan, ondan da Temirkan olur. Çocuk doğduğunun yirminci gün güler, iki ay sonra oturur. Üçüncü ayda emekler, dördüncü ayda salınarak yürür. Kısa sürede gürbüzleşir, sekiz yaşındaki bir delikanlı gibi olur. Dokuz ay sonra konuşmaya başlar, aklı on yaşındaki bir çocuğun aklı gibi olur. Dört yaşında halk arasında önde gelen şarkıcı ve komuzcu olur.
Temirkan dört yaşına geldiğinde Colborskan’ın eşi Gülaypa yine hamile kalır. Kartal etine aşerir. Yine erkek doğurur. Ona da Bolotkan adı verilir. Bolotkan’da kısa zamanda yürür, konuşur, ağabeyi gibi şarkı söyler, komuz çalmaya başlar. Alp yapılı, heybetli, kalın bilekli, cesur biri olur.
On dört yaşındaki Temirkan ve on yaşındaki Bolotkan, birgün babaları Colborskan’nın huzuruna gelip Çüy ve Talas’ın, Kalmaklar’a ait olmadığını, burada yaşamanın kendi hakları olduğunu bu yüzden onlarla savaşmak isteklerini söylerler. Colborskan onları bu fikrinden vazgeçirmeye çalışır ve şunları der:
“Kurban olası oğullarım, Kalmaklar’ karşı gelmeyin. Ganimet elde edeceğim diye eceliniz gelmeden önce ölmeyin. Boş yere tavuk gibi ezilmeyin. Yaramaz büyüdünüz, güçlüsünüz, daha gençsiniz, savaşacak halde değilsiniz şimdilik, Kalmaklarda birçok alp var, ata binmeden savaşanlar var, Kalman adlı bir pehlivan var, dağ bozan dokuz pehlivan var, yabani domuz gibi saldıran Kalmaklar var, ırgat atan askerleri var, dev gibi olanları var, ben onları bilirim, söylediklerim yalan değildir, elleri çınar ağacı kadar olan Kıl Çaynar, Kılçaŋ, Terisken adlı pehlivanlar var, birçoğunu mahvetmiştir, her yıl sürü sürü at çalar, her yıl büyük ganimetler elde eder, çetinliği bakımından eşi olmayan Kıyır Baatır adlı birisi var, tabipleri, otacıları, ustaları, büyücüleri var. Yapmayın çocuklar, istediklerin bir oyun mudur sanki? Yirmi yaşını doldurduğunuz zaman savaş başlatırsınız”.
Bütün bu sözlerine rağmen çocukları fikirlerinden vazgeçiremez. Ancak güçlerini halkın önünde denerse gitmelerine izin vereceğini söyler. Çocuklar kabul eder.
Colborskan ortalığa iki kalın demir çubuk getirtir, çocuklarına bunları bükmelerini söyler. Temirkan o çubuklardan birini alır, üçüncü denemesinde büker. Bolotkan, demiri eline alır almaz büker. Bunu gören Colborskan ve halk, çocukların gücüne hayran kalır. Bir yıl sonra Temirkan altında doru bir at, Bolotkan da lekeli bir ala at alır. Bolotkan’ın gücüyle bir çınar ağacını kökleriyle sökecer hale gelir.
Bir gün Temirkan ve Bolotkan babaları Colborskan ve arkadaşı ihtiyar Karatal ile müşavere ederler.
Temirkan, Kırgız beylerine bir mektup yazıp Kalmaklara isyan etmenin vaktinin geldiğini ve toparlanmaları gerektiğini söyler. Bu beyler; Kıtay ve Bagış kavminden Döŋkönöy ve Bayserke kahramanlar, Ceti uuru kavminden kahraman Soŋkol, Beren kavminden Berdike, Kolpoç kavminden Telgara, Kuşçu’dan Soltonoy ve Şabek Baatırlar, Solto kavminden Sooronoy Batır, Sayak kavminden Aşırbek, Kıpçak kavminden Kırgıy ve Bürküt, Sarbagış ve Bugu’lardan Alp Kara ve Miŋbay, Cüzbay, Toko ve Campa’yı. Çoŋ Sabatar kavminden Çogolo Baatır, Egey Baatır, Arstanbek, Kazak halkından Kalman, Alban, Akmambet, Canay baatır, Caksımbet, Kılıişbay, Köpbay, Yarmambet, Ceyrenbay Baatır, Nayzabek, Ünlü kahraman Mamakan, Cambılbay Baatır, Mırzakan, Körpöbay ile Musabay, Karagul ile Küzöbay, Özbek Kaldarkan Baatır, pehlivan Nar, Bostumbay baatır, Arslan han, Yakıpbay ile Altınkan, Kızıl kan, Usta baatır adlarında kahramanlardır. Kahramanlar altı gün içerisinde Temirkan’ın yanına Çınabat şehrine gelirler. Hepsi savaş ve birlik için ant içer.
Şoŋkor adlı bir tüccar Kalmak hanı Korgoş’a, Temirkan ve Bolotkan’ın adam toplayıp üzerine geleceği haberini verir. Korgoş han, 45.000 bin kişilik bir kuvvet hazırlayıp Kögöy Han’ın saltanatına son vermeyi düşünür.
Beri taraftan Çınabat şehrinde yaşlı Karatal’ın yaşı 20 ila 35 arasında olan 3.000 yiğit toplar. Bunlara gelen kırk yiğit de dâhil olur. Karatal başta olmak üzere ordu davul ve zurna çalarak yola çıkar ve Talas vadisine gelirler. Bu arada Ketmen Töbö’de oturan Tagay Han da Kırgız ordusuna 1.000 kişilik bir kuvvet gönderir.
Kırgız kuvvetleri ile Kalmak hanı Korgoş’un askerleri karşı karşıya gelirler. Kırgızlar’dan Nayman Baatır ortaya çıkar. O gün tı, düşmana meydan okudu, kendini övdü, onlarla dalga geçti. Oon iki pehlivanı öldürür, on beşini de bağlayıp getirir. Ertesi gün Kırgızlardan Er Mambet meydana alır. Karşısına da Kalmaklardan da her gün yarım çuval ekmek yiyen, “Yedi bin kişiye yenilmem.” diyen Kıyır Baatır çıkar. Kıyır Baatır, Er Mambet’i ikiye bölerek öldürür. Ancak Kıyır Baatır, Kırgız Şabek’e yenilir ve Kırgızlar tarafına geçer ve Kalmaklardan yiğit ister. Korgoş Han, Kıyır Batır’ın karşısına Kutu ve Atakur’u çıkarır. Kıyır onları da yener. Daha sonra Temirkan ve Bolotkan topladığı kırk yiğit ve iki yüz Kırgız ile yedi bin Kalmak’ı kırıp geçirir. Düşman kaçar. Korgoş öldürülür. Üç gün üç gece atlarından inmeden Kalmaklarla çarpışırlar. Kalkılranı bir kısmı ölürdürülür, bir kısmı da kaçar.
Colborskan savaş meydanına gelir. Kamıkları yendikleri için Temirkan ve Bolotkan’a, Karatal’a ve Kırgız yiğitlerine teşekkür eder.
Bu savaşta öldürülenler içinde Ormotay adlı bir zengin de vardır. Ormotay’ın on dört yaşındaki güzel kızı Orolkan da kaçanlar içindedir. Orolkan, amcası Toskulu’ya sığınır. Orolkan Çüy’de oturan Cediger, Tülömöt adlı Kalmak hanlarına onları sevdiğini ifade eden ayrı ayrı mektuplar gönderir. Gayesi ikisini birbirine öldürtmektir. Aslında Temirkan’ı sevmektedir. Orolkan, Temirkan’a da bir mektup gönderir. Temirkan, mektup eline ulaştıktan sonra Er Kıyır, Soltonoy, Şabek, Döŋkönöy ve Çogoylor, Orolkan’ı alıp gelmek için yola çıkar.
Bu arada her ikisi de Kalmak olan Cediger ve Tülömöt 25.000’er bin kişilik kuvvetle Çüy’de karşı karşıya gelir. İki gün çarpıştıktan sonra geriye 2.000 kadar yiğit kalır.
Çınabat şehrinden Orolkan’ı alıp gelmek için yola çıkan beş yiğit, kızın bulunduğu yere gelir. Kızın bulunduğu yeri öğrenirler ve Orolkan’ı çadırını beklemekte olan on iki askeri bertaraf edip Orolkan’ı ve yanındaki on dört kızı alıp yurtlarına geri dönerler.
Bunu haber alan Tülömöt Han, Kolon’u yanına çağırtır ve 1.000 kişilik kuvvetle Orolkan’ı kurtarmasını emreder. Bütün Kalmaklar olanlara öfkelenir ve iki han düşmanlığı bırakır, Kırgızlar’a karşı birlikte hareket ederler. Cediger Han ile Tülömöt Han yirmi iki günde 58.000 kişilik bir ordu kurarlar.
Diğer taraftan yaşlı Karatal, 5.000 Kırgız askerini toplayıp talimat verir. Temirkan toplanan askerlerin başına Soltonoy’u getirir. Soltonoy, ani gece baskınıyla binlerce Kalmak’ı öldürür. Geri çekilirken pek çok ganimet alırlar.
Kırgızlar, Kılmıklar üzerine yaptıkları saldırılara sık sık devam ederler. Kıyır, yanına Soltonoy, Şabek, Berdike, Bolotkan’ı alıp kıyafet değiştirerek Kalmaklarin içine girerler. Han çadırına kadar giderler. Kıyır ile Şabek çadıra girip uyumakta olan Tülömöt Han’ın başını keser ve sabaha doğru yurtlarına dönerler. Bu hadiseden sonra Kalmaklar Çüy’ü terk etmeye başlarlar, Karkıra ve Tekes’e doğru giderler.
Cediger, 12 yaşından büyük bütün erkekleri toplattırdı, toplam 25 bin kişilik bir kuvvet daha toplar. Kırgızlardan da Karatal, 10.000 kişilik bir ordu hazırlar. Yapılan savaşta Kırgızlar, Kalmakları yine mağlup edip Kalmaklar’ı Cargent’e kadar kovarlar. Herkes pek çok ganimet sahibi olur. Bu savaşta Bolotkan ve Soltonoy büyük yiğitlik gösterirler.
Kalmaklardan Noygut adlı birisi Moğolistan’daki Orgut şehrinin hanı Uyulkan’ın huzuruna çıkıp, başlarına geleni anlatır ve ondan yardım ister. Uyulkan, Cediger’i buldurur ve onu kendisine vezir yapar. Tüyünçök’ü on bin askerin başına getirir.
Bir gün Uyulkan, korkulu bir rüya görür. Rüyasını Kırgız Molla Nakış’a yorumlatır. Molla Nakış, Kırgızların gelip şehrini alacağını söyler. Uyulkan, Molla Nakış’ı zindana attırır.
Temirkan ve Bolotkan yakalayıp getirmeleri için yiğit ister. Ancak aradan kırk beş gün geçmesine rağmen Madılbek adında yirmi üç yaşında bir yiğitten başka kimse bu işi üstlenmez. Uyulkan, Madılbek’e rahvan Boztoru adlı atı verip Talas’a gönderir.
Madılbek, meşekkatli bir yolculuktan sonra üç aylık yolu on sekiz günde kat ederek Çınabat şehrine gelir. Kırk yiğidin huzurunda kendisini tanıtır kahramanlıklarından söz eder ve Kırgızlara katılmak istediğini söyler. Temirkan ile Bolotkan, Madılbek’in yalanına inanır, yanlarına alırlar hatta emrine yirmi yiğit verir ve Beksuluu adlı bir kızla evlendirir.
Aradan bir yıl geçer. Madılbek devamlı Temirkan ile Bolotkan’ı tutsak etme yolunu arar. Sonunda, Kalmaklardan on bin at getirebileceğini, kendilerini karşılamak için kırk yiğit ile iki beyin Kara Suu, Kara Oy vadisinde olmalarını ister. Madılbek, Boztoru atına binip altı günlük bir günde geçerek Uyulkan’ın sarayına gelir. Uyulkan ona 40.000 kişilik bir ordu verir. Madılbek, Temirkan ile Bolotkan’ı tutsak etmek için yola çıkar.
Temirkan, Bolotkan, Soltonoy, Şabek ve kırk yiğit olacaklardan habersiz Madılbek’i karşılamak için belirlenen yere giderler. Orada, kımız içerek sarhoş olup uykuya dalarlar.
Madılbek, iki kardeşi uyandırır ve hile ile Uyulkan’dan atları alıp getirdiğini söyler.
Temirkan ile Bolotkan, Madılbek’e inanır, kırk yiğidi uyandırmadan ve kamçıdan başka silah almadan Madılbek’in yanında yola düşerler. Daha önce saklanmış olan 5.000 asker bunlara arkadan saldırır. Temirkan ile Bolotkan her ne kadar karşı koysa da onlara tutsak olmaktan kurtulamaz.
Aradan dokuz gün geçer. Temirkan ile Bolotkan’ın arkadaşları ve kırk yiğit bunları merak eder. Hazırlıklarını yapıp on dört gün yolculuktan sonra Kalmakların 40.000 askerinin bulunduğu yere gelirler. Kalmaklar yemek yerken gece aniden on yiğit saldırıya geçer. Sayısız Kalmak öldürürler. Daha sonra kırk yiğit de on yiğide destek olarak gelir. Kırgızlar aylarca, Kalmaklarla çarpışırlar. 40.000 askerin 34.000’ini öldürürler. Bu arada kendileri de kayıp verirler. Bütün bunlara rağmen Temirkan ile Bolotkan’ı tutsaklıktan kurtaramadan Çınabat şehrine gelirler.
Altı bin Kalmak ile Temirkan ile Bolotkan’a bakmakla vazifeli olan Turan, iki kardeşi Uyulkan’a getirip teslim eder. Darağacı kurulur. Ne zaman asmaya kalksalar darağacı kırılır. Bu yedi kere tekrarlanır. Sonra tüfekle ateş alırlar, kurşunlar değmesine rağmen işlemez. O vakit iki kardeşi zindana atıp aç bırakma yoluna giderler. Ancak Turan gizli gizli bunları koyun eti getirerek besler.
Zindanda iki yıldır yıldır yatmakta olan Molla Nakış adında bir Kırgız daha vardır. Bunlar zindanda yedi yıl kalırlar.
Bu arada Orolkan, yedi tane alacakarga yavrusunu dokuz ay besler, onları insanın sözünden anlar hale getirir. Bir mektup yazıp onları iki kardeşin yanına gönderir. Kuşlar üç aylık yolu altı günde kat ederek Orgut şehrine gider. Mektubu Temirkan’a getirir. Temirkan, mektubu okuduktan sonra hayatta olduklarını belirten bir cevap yazar.
Diğer taraftan Kögöyhan, babası Koyoş Han’ın öcünü Colborskan’dan almaya karar verir. Ketmen Töbö’deki ağabeyi Tagay Han’a adam gönderir. Hâkimiyeti altındaki beyleri, mütefekkirleri, zenginleri toplar. Bahadır Şoŋkor, Colborskan’ı ve adamlarını sarhoş edip yakalamayı teklif eder. Kögöyhan ile Tagayhan buna razı olurlar. Planlarını başarıyla uygularlar. Ziyafete gelenleri sarhoş edip bağlarlar. Kögöyhan, Çınabat’a gidip Colborskan’ın başını kesip tacını giyer ve tahta oturur. Colborskan’ın bütün vezir, bey ve askerlerini sürgün eder. Kırk yiğidin her birinin ayaklarına demir köstek vurup ayrı şehirlere gönderir. Gülaypa’yı “Kendi babanı öldürenle evlendin.” diye bütün mülkünü gasp eder, Aşırbek’e verir. Soltonoy, Şabek ve Kıyır zindana atar.
Beri taraftan Uyulkan, iki kardeşi zindandan çıkarıp şairi Şırgıy ile karşılaştırır. Temirkan, Şırgıy’ı yener. Bunun üzerine iki kardeşi serbest bırakır. Uyulkan iki kardeşe at, giysi, silah ve yiyecek verir. Şırgıy’ın da mülkünü beş katıra yükletip bunlara verip yolcu eder.
Çınabat şehrinin yeni hanı Kögöyhan, kızı Pahtıhan’ı vezirinin oğlu Samatay’a vermek ister. Halbuki Pahtıhan Samatay’la evlenmeyi istememektedir. Buna rağmen düğün hazırlıklarına başlanır.
Temirkan ile Bolotkan, ülkelerine dönerler. Aradan seneler geçtiği için yüzleri değişen bu iki kardeşi kimse tanıyamaz. Bir delikanlıya rastlarlar. Delikanlı onlara iki kardeşe şunları anlatır: “Şehrim Çınabat, babam Karatal, adım Tacıhan. Başından anlatayım, Temirkan ile Bolotkan adlı kahramanlarımız Kalmaklar’a tutsak gitmişti. Babaları Colborskan’a kendi dünürü Kögöyhan düşman oldu, kırk yiğidi bağlattı, altışar beşer ikişer ayrı şehirlere sürgün ettirdi. Temirkan ile Bolotkan’dan ayrılalı on üç yıl geçti. Kögöyhan çok ıstırap çektirdi, mal mülkümüzü elimizden aldı.”
Temirkan ile Bolotkan Kögöyhan’ın sarayına, düğüne giderler, kendilerini tanıtırlar. Aşırbek ile Tacıhan ve 200 kahraman iki kardeşe yardıma gelir. Tutsak olan kırk yiğit de zincirlerini koparıp Temirkan ve Bolotkan’a katılırlar. Bunu duyan diğer Kırgızlar da iki kardeşin yanına gelir. Temirkan kendine bağlı 45 şehri düşmanlardan temizler.
Beri taraftan Uyulkan, Kırgızlar’ın Çınabat şehrini yerle bir etmek için 150.000 kişilik bir ordu toplar. Temirkan da yanına askerler alıp Uyulkan’ın üzerine doğru gider. Karga sürüsü gibi gelen Kalmak ordusu, Kırgızları kuşattı. Kıyır savaş hilesiyle karşı tarafın 50.000 askerinin helak olmasını sağlar. Çarpışma başlar ve Temirkan’ın adamları 75.000 kişi daha öldürür. Uyulkan, o gece bütün eşyalarını toplayarak Orgut’a çekilir. Daha sonra yapılan teke tek mücadelelerde Kırgızlar üstün gelir. Sonunda Uyulkan, Kırgızlara baş eğer. Molla Nakış ile savaşta tutsak edilen on iki kahraman zindandan çıkarılır.
Temirkan, Kalmakların üzerine giderken geçici han olarak yetmiş altı yaşındaki Karatal’ı, birinci vezir olarak da Orolkan’ı tayin etmiştir. Aradan bir yıl geçmiştir. Onlar çınabat’ta yokken Afganistan padişahı Şah Calilhan, bütün Kırgız şehirlerini hâkimiyet altına almak ister ve Kırgızların üzerine yürür. Karatal 5.000 askerle karşılık verir. Savaş otuz beş gün sürer. Bu sırada zaferle dönen Kırgız ordusu yetmiş beş gün yoldadır. Çınabat’a gelmeye on beş günlük yolları kalmıştır. Temirkan, bir kervanbaşından ülkesindeki savaşı haber alır. Bolotkan, Soltonoy, Şabek ve kırk yiğidin yanına üç bin kişi daha katıp Karatal’a yardıma gönderir. Yeni gelen kuvvetlerle Karatal Şah Calilhan’ın askerlerini yener ve Şah Calilhan başta olmak üzere bin askeri tutsak ederler.
Arkadan yetmiş bin kişilik orduyla Temirkan gelir. Suçunu bağışlayarak Calilhan’ı vezir yapar ve memleketine gönderir. Madılbek’in de suçunu bağışlayarak kırk yiğidin arasına katar. Babası Colborskan için büyük bir ziyafet düzenler. Annesi Gülaypa’yı Molla Nakış ile evlendirir. Tahtına oturup Kırgız ve Afgan halklarını yönetir, topraklarını genişletir.
Dr. Doğan KAYA, KIRGIZ DESTANLARI, SALKIMSÖĞÜT Yayınları: I. Baskı Ankara 2015
 
 





EsaAdmin / Erkek / 8/24/2016