Cengiz Destanı Cenzgizname Özeti Doç. Dr. Bekir ŞİŞMAN

 

 

 

“DEFTER-İ ÇİNGİZNÂME” VE TÜRK DESTANLARINDAKİ KAHRAMAN TİPOLOJİSİ AÇISINDAN “CENGİZ HAN”          

                                                                                  Yrd. Doç. Dr. Bekir ŞİŞMAN,

 

Cengiz Han Destanları Hakkında Bilgiler Varyantları ve Özetleri

 

“Bu yazı 17 yy da yazıya geçirilmiş olan Defter-i Cingizname adlı Kazan Tatarlarına ait olan Cengiz name’nin özetidir. “

 

Nuh aleyhisselamın Ham, Sam, Ken’an ve Yafes adlarında dört oğlu ve Reheb, Zeheb, Zühüt ve

Zehüt adlarında dört kızı vardır. Ham’ın nesli Arap halkını, Sam’ın nesli Acem halkını ve Yafer’in nesli Rum diyarı halkını (Türkleri) oluşturmaktadır. Kenan ise Tufan’da helak olmuş ve nesli kesilmiştir. Akdeniz’de Malta denilen şehirde buranın hanı Altın Han ve eşi Körleviç yaşar. Bir kızları doğar ve adını Ülemâlik Körkli koyarlar. Eşsiz güzellikteki bu kızı hiç kimseye, hatta güneş ve ay ışığına dahi göstermezler. Onu kırk kulaç yüksekliğinde bir taş saraya koyarlar. Bu sarayda kendisiyle dadıları, özellikle Orda Han denilen dadısı ilgilenmektedir. Ülemâlik Körkli bir gün dadısına dünya denilen şeyin nasıl olduğunu sorar ve dışarıyı görmek istediğini söyler. Dadısı ona dünyanın geniş bir yer olduğunu, burayı güneş ve ayın aydınlattığını anlatır. Eğer pencereyi açarsa öleceğini söyler. Dadısı pencereyi açınca içeriye güne ışığı girer ve Ülemâlik Körkli kendisinden geçer. İyileşince kursağına bir ışık indiğini, karnında bir çocuk peyda olduğunu söyler. Altın Han saraya gelince kızının hamile olduğunu görür. Han ve hanımı Körleviç, kızlarının bu memlekette kalmasının uygun olmayacağını, dedikodular çıkacağını düşünerek onu, başka bir yere göndermeye karar verirler. Altın (renkli) gemiye bindirip Tün Denizi’ne salarlar. Bir nasiplinin kıza rastlayacağını düşünürler.

Tumaul Mergen, babası Turumtay Çeçen’e kızıp bir kayanın üzerine çadırını kurar. Yanında Şaba Sokur denilen ve alnında bir gözü olan Türkmen vardır. Şaba Sokur bir gün denizde altından bir gemi görür. Gemi bir süre sonra gelir; fakat içeriye giremezler. Şaba Sokur’un tavsiyesi ile okları eğri atarak geminin üç tahtasını kırmayı başarırlar. Geminin içindeki Ülemâlik Körkliyanındaki kırk kızı, gökgüvercini, altın kuzusu ve papağan kuşu ile dışarı çıkarlar. Bunları Tumaul Mergen, gemiyi ise Şaba Sokur Türkmen alır. Tumaul Mergen çadır kurup o gece Ülemâlik Körkli ile yatar. Kız, karnında çocuk olduğunu söylediği halde Mergen onu dinlemez. Kız olduğunu anlayınca sevgisi daha da artar. Ülemâlik Körkli’nin söylediği gibi içindeki çocuğun ışıktan olduğuna inanır.

Bir zaman sonra Ülemâlik Körkli’nin içindeki çocuk doğar ve adını Duyın Bayan koyarlar. Bu arada Turumtay Çeçen ölür ve Tumaul Mergen onun yerine tahta geçer. Han olduktan sonra Ülemâlik Körkli’den Bödenetay ve Belgütay adlarında iki oğlu olur. Ülemâlik Körkli Duyın Bayan’ın geleceği için kaygılanır. Bunu Mergen’e söyler. Mergen de Bödenetay ve Belgütay’ı Kalmak’a gönderir; onlar da orada yurt tutarlar. Duyın Bayan yetişkin biri olunca Altın Han neslinden Tölükli’nin kızı Alango’yu ona alırlar. Bunların Bodoncar, Kagıncar ve Salcut adında üç erkek çocukları olur. Duyın Bayan on dokuz yıl hanlık sürdükten sonra beyleri ve halkı toplar. Çocuklarının hanlığa layık olmadıklarını, öldükten sonra ışık olup geleceğini, kurt olup çıkacağını ve Alango’nun iyi bir erkek çocuğa hamile olacağını söyler. Eşine sahip çıkmalarını vasiyet ettikten sonra ölür. Bödenetay ve Belgütay yengelerine baş sağlığına gelirler. Onun gönlünün perişan olduğunu görünce ava çıkar, avunması için canlı bir geyik yakalarlar. Dönerken bir grup insanla karşılaşırlar. Bunlar açlıktan ölmek üzeredir. Bu geyiği isterler. Fakat bu kardeşler bir koyun butu verip onlardan bunun karşılığında Yalın adında bir çocuk alırlar. Bu oğlanın yengelerine yardımcı olacağını düşünürler. Alango onun soyunu iyi bildiği için çocuğu iyi besler. Yurtlarından kötü haber gelmiştir, dönmek için yengelerinden izin alırlar. Bu esnada Alango kayınlarından, çocukları Bodoncar, Kagıncar ve Salcut’un halka eziyet ettiklerini, bu yüzden onlara nasihat etmelerini ister. Nasihat ederler, sonra yurtlarına dönerler. Fakat Alango’nun bu üç oğlu bu sözleri de dinlemezler.

Halk, eziyete dayanamayınca bu üç oğlanı anneleri Alango’ya şikayet ederler. Alango da Duyın Bayan’ın sözlerini onlara hatırlatarak erkek çocuğu olacağını; bunun onları mutlu edeceğini söyler. Onun bu sözlerini duyan bu üç kardeş annelerine gelerek, eşi öldüğü için çocuğu olamayacağını, yalan konuştuğunu söylerler. Fakat Yalın ile oynaşıp hamile olabileceğini de ifade ederler. Halk Alango’ya inanmaz. Alango görmeleri için üç kişi göndermelerini, bu gücün güneş ışığı olup ineceğini, kurt olup çıkacağını söyler. Kıpçak, KelMuhammet ve Ordac adları verilen bu üç kişi, sabah erkenden giderken gökten ıık iner ve içerisinden gök kurt çıkar. Sonra “ Cengiz!” diye seslenir bu kurt. Ardından ormana girer. Bu olayı bu üç kişi açıkça görür. Onlar gördüklerini Bodoncar, Kagıncar ve Salcut’a anlatırlar. Onlar buna inanırlar, fakat atalarından kalan paylarını almayı isterler.Bir zaman sonra Alango bir erkek çocuk doğurur. Olağanüstü güzellikte olan bu çocuk Cengiz Han’dır. Büyür ve halkı adaletle yönetmeye başlar.

Bodoncar, Kagıncar ve Salcut Cengiz’i kıskanırlar ve onu öldürmeye karar verirler. Fakat halk ondan memnun olduğu için bunu kabul etmez. Bunun üzerine, bu üç çocuk atalarından kalan malı paylaşmaya başlarlar. Fakat Duyın Bayan cevherli, altın sadağının değ erini bulamazlar, bunu paylaşamazlar. Anneleri Alango bunu kime verirse razı olacaklarını söylerler. Alango, pencereden kuşaklarını sırayla salmalarını, hangisi güneş ışığına deşip asılı durursa onun han olmasını ve bu hanın sadağı da almasını tavsiye eder. Kardeşler bunu kabul ederler. Üçkardeş altın kulaklarını salar, fakat değdiremezler. Cengiz’in ipek kemeri delip asılı durur. Çocuklar annelerini cadı olduğunu düşünürler. Fakat Cengiz’i öldürme niyetinden vazgeçmezler. Cengiz onlardan korkup üç yiğit ile Tekelik suyunun bağına Kara Dağ’a gider ve orada yurt tutar.

Cengiz gidince üç kardeş halka iyice eziyet eder. Halk gelir ve Cengiz’i Alango’dan sorar. Alango iyi soylu altı kişiye Cengiz’in nerede olduğunu söyler. Bunlara Cengiz’i nasıl bulacaklarını öğretir. Bunlar Cengiz’i bulurlar ve dileklerini anlatırlar. İşaret olarak da anneleri Alango’nun mühürlü yüzüğünü gösterirler.

Cengiz Han’ı yurda götürmek için Kaldar Bey araba yapar. Bu araba ile Cengiz Han Alango’nun şehrine getirilir. Kendisini istemeyen dört kişiyi, Bodoncar, Kagıncar, Salcut ve Kongrat Bey’i öldürür. Kongrat Batır’ın kız kardeŞi Börte Kuçin, öldürülen bu dört kiinin birer erkek çocuklarını saklar ve onların öldürülmesini engeller. Halk bunu öğrenir ve Cengiz Han’a söyler. Cengiz Han, Börte Kuçin’i çağırır. O da çocuklarla birlikte gelir. Onun güzelliği ve uzun saçını gören han hayrete düşer. Yaptığının sebebini sorar. Börte Kuçin nesillerinin kesilmemesi için onları sakladığını söyler. Bu geniş gönüllülüğünden dolayı onu affeder. İkisi birbirini sevip helâl çift olurlar. Cengiz Han’ın ondan dört oğlu olur: Büyük oğlu Yöçi Han, ikincisi Çaday Han, üçüncüsü Karay Han, dördüncüsü ToliHan’dır.

Çok yerleri emri altına alır, ünü dünyaya yayılır. Beylerine mevki makam verir. Hepsine özel işaret, kuş, ağaç ve uranlar (parolalar) verip halkı grup grup ayırır. Bunları vuruşmalara gönderir.

Cengiz Han bu beyleri gözetir, onlarla yer içerdi. Bir gün av avlamaya çıkarlar. Yanındaki üç bey Yolbars denilen geyiği öldürüp Cengiz Han’a getirirler. Cengiz Han, bu erlikleri karşısında onları mükâfatlandırır. Beylerini kuş avlamaya gönderir. Bu beyler bütün kularını alıp giderler, çeşitli kuşlar avlayıp gelirler. Cengiz Han ülkesini dört oğlu arasında paylaştırır. Bu paylaşımda büyük oğlu Yöçi Han’a Termiz bölgesini, Çaday Han’a Hindistan’ı, Kerey Han’a Körel bölgesini ve Tolay Han’a Meskev bölgesini verir.

Cengiz Han, peygamberimiz Muhammet Mustafa’dan (S.A.V.) beş yüz dokuz yıl sonra, domuz yılının, zilkade ayında doğar. On üç yaşında han olur. Yetmiş iki yıl yaşar. Elli dokuz yıl hanlık yapar. Kıtay nehrinde doüar ve burayayerleşir. Altı yüz yirmi dörtte domuz yılında ramazan ayının on dördünde ölür. Sözü dünyada kalır.

 

 

İlgili Linkler

Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.

BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya [email protected]

 

 



KAYNAKÇA / İLGİLİ LİNKLER
1 İSLAMİ DÖNEM OZAN GELENEĞİ
2 Destan NedirTürleri Hikaye Menkıbe Efsane İlişkisi
3 İLK İSLAMİ ESERLER
4 İslami Oğuz Destanı ve Tam metni
5 Bamsı Beyrek ( Bey Böğrek ) Konya Varyantı
6 Dede Korkut Hikayeleri Hakkında Özellikleri
7 Saltukname Saltuk Buğra Han Destanı Hayatı
8 DANİŞMENTGAZİ DESTANI VE ÖZETİ
9 Manas Destanı Hakkında Çalışmalar Analizler ve Anlatıcıları
10 Battal Gazi Destanı Hakkında Özeti ve Rivayetleri





EsaAdmin / Erkek / 8/24/2016