AK MÖÖR DESTANI ve ÖZETİ ( Kırgız Destanı ) Dr. Doğan Kaya

AK MÖÖR  DESTANI  ve  ÖZETİ ( Kırgız Destanı )  Dr. Doğan Kaya
 
 
Asıl kahramanı Ak Möör adlı kızdır. Kahramanları gerçek olup gerek Ak Möör, gerekse onun kocası Cankay XIX. yüzyılda yaşamıştır. Destandaki hadisenin halk üzerindeki etkisi destanın doğmasına ve şekillenmesini sebep olmuştur.
Hadise Kırgızistan’da Çong-Kemin, Kiçi-Kemin civarında geçmiştir. Cantay Karabekoğlu’nun 1794-1868 yıllarında yaşadığı söylenmekle birlikte destanın eşmetinlerinde 80 yaşından sonra vefat ettiği üzerinde durulur. 1834-1869 yıllarında yaşayan ve 14 yaşındaykan Cantay’la evlenen Ak Möör ise, Col-Bulak’ta vefat etmiş, buraya defnedilmiştir. Akmöör’ün anısına Col-Bulak’ta bir heykel dikilmiştir. Ak Möör’ün Cantay’dan Mungaytbas, Kalıy ve Toktayan adında üç çocuğu olmuştur. Ak Möör’ün ölümüne sebep olan Bayeke ise 1837-1909 yılları arasında yaşamıştır.
Ak Möör destanının yedi eşmetni bulunmaktadır. Manzumenin ilk eşmetni ilk kez 1923 yılında, Kaim Miftakov tarafından Talas’ta, Ömürbek Kudaybergenov ve Sapanbay Bököçev’den; ikinci eşmetni ise yine Kaim Miftakov tarafında 1936 yılında Manasçı Kocekov Cangıbay’dan; üçüncü eşmetni ise 1940 yılında Abdıkalık Çorobaev, Boronbaev Abdırayım’dan der derlenmiştir. Dördüncü eşmetni Kalık Akiev yazıya geçirmiştir. 1957 yılında Asılbek Eşmambetov Akmöör’ün kendisi bir Ak Möör metni oluşturmuştur. 1958 yılında A. Tokombaeva da Ala-Buka’da yaşayan Coldaşov Baatırbek’ten bir eşmetin derlemiştir. Dıykanbaev de 1965 yılında Ketmen-Töbö’de Sarıkunan (Sağınbek)’dan yedinci varyantı tespit etmiştir. Saparbek Zakirov da bu eşmetinleri değerlendirip 1971 yılında Ak Möör destanını yayımlamıştır. Adı geçen eşmetinlerin nüshaları bugün Manas ve Milli Medeniyet Merkezi’inde muhafaza edilmektedir. Ye eşmetin içinde en gerçeğe yakın olanı Cangıbay Kocekov’un anlattığı metindir.
Cangıbay Kocekov, destanın kahramanlarından birisi olan Bolot’tan hadiseyi ve ırları bizzat dinlemiştir. Kocekov’un verdiği bilgiye göre kendisi 1901 yılında Tora eline varıp 75 yaşındaki Bolot’la tanışmıştır. O zaman Bolot’un tek gözü de kördür.
Bolot Kocekov’u üç gün misafir edip Semetey okutturmuş. Kocakov’un arzusu üzerine, Möör’un dayısı Adıl’ın kızı olduğunu, kendisini Adıl’ın büyüttüğünü, onun yılkısına baktığını, Song-Köl’e, Cantay’ın adamlarıyla gelip Möör’ü görüp beğenip istediğini, Möör’ün kendisiyle nasıl görüştüğünü, nasıl ayrıldıklarını, sonra Cantay’la evlendiğini ayrıntılarıyla anlatır. Onun Möör’le ayrılırken söylediği ırlar çok hacimli ve etkilidir. Elbette ki anlatıcılar tertemiz aşka bir birini seven iki gence sempati duyup, Cantay’a soğuk bakmışlardır. Bu yüzden dinleyiciye Cantay dönemin haini olarak takdim edilmiştir.
Ak Möör’ün özeti şöyledir:
Cantay, Song-Köl’de yüzmekte olan kızların içinde bembeyaz, kuğu gibi güzel bir kız görür. Bu Borkor oğlu Adıl’ın kızı Ak Möör’dür. (Hadise, K. Akiyev eşmetninde böyle iken Coldoşov Baatırbek’in, Alabuka’dan dinleyip yazdığı eşmetinde Cantay atmış yaşlarındayken, Akmöör’ün güzelliği hakkında ona bilgi verilmiştir. O da adamlarını alarak Çeger eline gider. Cantay yeni yetme kızlarla karşılaşır ve içlerindeki sarı tenli Ak Möör’ü görür.) Cantay’ın adamı kızların yanına gelip, Cantay’ın Möörü almak niyetinde olduğunu söyler Zeki kız Möör, “Ben perilere dengim. Baharda yeni açan bir gülüm. Eğer bu gülü solduracağım derse kendi bilir.” diye güzel sözlerle bu evliliğe sıcak bakmaz.
Zengin bir Han Cantay, kızı babasından ister.
Rivayet edildiğine göre, Cantay’ın Tabarik, Turuke, Kurma, Baalı, Seyilkan adında beş eşi vardır. Altıncı olarak Akmöör’ü almıştır. Nikâhlarını Akkaşka adlı hoca kıyar. Ak Möör bu sırada 14 yaşındadır. Beş kadının üstüne kuma gitmiştir. Eşi Cantay kendisinden kırk yaş büyüktür.
Baalı, Sayak Şerbek’in kızıdır. Baalı’dan Şabdan, Mamıt, İskender adlı üç çocuk doğar. Kurma adlı karısı, Karabulak’ın Çin kabilesinden Üysün’ün kızıdır. Cantay’ın bu hanımından bir kız çocuğu olmuş ve Kaşkar’a gelin olarak gitmiştir.
Günlerden bir gün Cantay, adamlarıyla birlikte bir toplantıdan gelirken, Kurma’nın odasından bir ışık geldiğini görür ve adamlarına bu ışık neyin nesi öğrenin der. Bayeke sessizce gidip, Kurma’nın Karagul adlı oynaşıyla yattığını görünce tokmakla Kurma’nın başına vurarak öldürür. Bu olay Akmöör’e isnat edilmiştir.
Akmöör’ün babası Borkor oğlu Adıl, fakir biri değil, bilakis çok zengin biridir. Dört oğlu bir kızı vardır. Cantay sağ iken Acıbek ve Ömür adlı oğulları yanına gelir gitmektedir. Cantay Akmöör’ü istediğinde, Adıl’ın hatırı sayılan bir akrabası, kızın babası Adıl’ı ikna eder. Kalınını / başlık parasını ise Çınıbiy öder. İstekleri yerine getirilip, kalını ödenince, düğün olacağı kesinleşir. Çaresiz kalan zavallı Möör, yengesinden sevgilisi Bolot’u çağırtmasını ister. Bunun üzerine yengesi de bir adam salarak Bolot’u çağırttırır, durumu anlatır.
Birbirini saf ve temiz bir aşkla seven Möör ve Bolot’un ayrılmaları çok zor olur. Arzuladığı Möör’e kavuşamayan Bolot, artan acısını ezgilerle dile getirir. Sevgilisini alıp giden Cantay Han’ın yüzüne karşı hiç korkmadan duygularını dile getirir.
Onun ardından gider, özlemini gidermeye çalışır. Cantay’la karşılaştığında gerçekleri gizlemez. Cantay, Bolot’un ölümden korkmadan, açık sözlü ve cesur davranmasından dolayı Bolot’u öldürmemiş ve onu affetmiştir. Öldüğünde 80 yaşından fazladır. Ölmeden de önce halkına; “Ak Möör’ü Bolot’a verin.” diye Ak Möör’ün çocukluk sevgilisi olan Bolot’a verilmesi hususundu vasiyette bulunur. Bolot’a da “Ben öldükten sonra Ak Möör’ün senindir, götürebilirsin. ”der.
Ölünce Kırgız geleneklerine göre defnederler. Bolot gelir Cantay’ın dediklerini hatırlatır. Halk da Cantay’ın vasiyetini yerine getirip Ak Möör’ü Bolot’a verirler. Bolot, Möör’den sekiz yaş büyüktür. Bolot’un babası cimri ve katı biridir. İki gencin bir birini sevdiğini bilse de kalını ödeyip sevenleri birleştirmeyi düşünmez.
Bolot ile Ak Möör’ün üç çocuğu olur. Cantay’ın oğlu Şabdan, “Babamı rezil kepaz etti.” diye düşünür ve Ak Möör’ü en küçük çocuğuyla birlikte ateşe atıp öldürür. (Bir başka eşmetinde Bayeke, iki adamıyla gidip “Çocuğunla beraber seni Bolot çağırıyor.” diye Akmöör’ü çağırtır ve yolda bunları öldürür. Diğer taraftan Ak Möör öldürülmemiştir. Diğer taraftan Cantay öldükten sonra beline kıl çilbir, bağlayıp, yüzünü damgalatıp karalara bürünüp temiz hava almadan bir yıl kafeste kalmış ve eceliyle ölmüştür.)
Bunu duyan Bolot’un içi yanar; “Cenazesini kendi şehrime defnedeyim ve ölünceye kadar yanında olayım” diye düşünür. Ak Möör’ün naşını alıp Cumgal’a getirir ve toprağa verir. (Kalık Akiev eşmetnine göre Eregişken Bayeke “ Möör’ü alacağım” deyip, Karboz Bay’ı Möör’e dünürcü olarak salar. Fakat Möör bu teklifi kesinlikle kabul etmez. Bunun üzerine Bayeke, Möör’ü öldürür. Bolot’un ölüyü görmesiyle olay sona erer.)
 
 
Dr. Doğan KAYA, KIRGIZ DESTANLARI, SALKIMSÖĞÜT Yayınları: I. Baskı Ankara 2015
 





EsaAdmin / Erkek / 8/24/2016