Erjeng :
Osmanlıca sözlüklerdeki tarifi: “İran hurafelerine göre meşhur ressam "Manî" nin yaptığı resimleri ihtiva eden mecmua” , “Nakkaş Manî'nin yaptığı resimleri içine alan koleksiyon, mecmua, dergi kitap dergi “ şeklindedir.
Lakin sözlüklerdeki bu anlamları genel okuyucu için yeterli bilgi vermemektedir. O yüzden Kitab-ı Erejenk’i: İran ve Divan edebiyatı esatirlerine göre Manihezim’in – Mani dininin - kurucusu olan ve Bihzad ile birlikte efsanevi ve en meşhur ressam olarak bilinen Nakkaş Manî" nin yaptığı resimleri ihtiva eden Mani Dini’nin kutsal kitabı olarak tarif etmek gerekir.
İran hurafelerine göre meşhur ressam "Manî" nin yaptığı resimleri ihtiva eden mecmua veya kitaptır.
Maniheizm’in kurucusu Mani’nin mani dininin öğretilerini topladığı kitabnın adıdır. Bu kitap resimlerle süslenmiş divan şairlerimiz bu kitabı resmeden kişiyi ressam olarak tasavvur etmiş, Mani’yi de ressam zannetmişlerdir. ( bkz Mâni: Ressam Nakkaş ve Mâniheizmin Kurucusu )
Mani dinini Mani adındaki Çinli bir rahip kurmuş tur ve bu dinin kutsal kitaplarının adı Arzhang ( Erjeng) tir. Mani Dini en parlak yıllarını Uygurların Bu dini resmi dinleri olarak ilan etmeleri yaşamıştır. Mani kelimesi eski Türkçe "Mengü" ve Çağatay Türkçesinde "Tanrı" demektir.
Tarihteki Mani, “Arşaklılar'a ait Tizpon kentinde dünyaya gelmiş, Ecbatana'yı terk ederek, Güney Babilonya'da bulunan Menakkede" (Arapça Mugtasıla) adlı bir Mandeen tarîkatine katılmış, “ [1]Sasani Hükümdarı I. Behram veya II. Behram zamanında öğretilerini halka yaymıştır. ( bkz Behram -ı Gur Kimdir ( Behram Gor ) “Manicilik aslında Zerdüşt düalizmi, Babilonya folkloru, Budist ahlâk ilkeleri ve Hristiyan unsurların bir karışımından oluşmaktadır.”[2] Divan şairlerinin tasavvurunda da Mani “Zerdüştlükile Hristiyanlığı birleştirerek yeni bir din ortaya koyan ve peygamberlik iddiasında bulunan, kitabındaki resimleri mucize olarak gösteren bir ressamdır. “[3]
Divan edebiyatı kaynaklarına göre Mani, Sasani hükümdarı Behram Şapur zamanında Çin’den İran’a gelmiş; Şehinşah Şahpur’un Persepolis'teki sarayının pay- i taht odasının duvarlarını resimlerle süslemiştir. Farisi kaynaklara ve Defter-i Erjeng kitabında yer alan bilgilere göre “Mani etrafına baktı ve resmedilen havuza yedi renkli bir balık resmetti. Şahpur hayran kaldı maharetine nakkaşın ve eseri onun tamamlamasına izin verdi. Mani-i Nakkaş ile işte böyle girdi, uzak'ından yakın'ına erdi Doğu'nun. Mani "çinli nakkaş", "çinli avcı", "güzellikler seçen" diye anılır idi. Resmettikleri bir tek canları eksik asıl gibidir denilir idi.”
Erjeng ile ilgili bilgileri Fars kaynaklarından alıntılayarak öğrenen Divan şairlerine göre Mani, Budizm, Mecusilik ve Nasranîlikten anladığını Erjeng adlı kitabına almış ve bu kitabını büyüleyici resimlerle süslemiş adına da "Kitab-ı Erjeng" demişti. [4]Behram Şapur ( ms 242–273) onu yakalatıp “ inkar edersen affedecek, yanıldım derse sürgüne göndereceğim demiş,” Ama Mani “ Ruh bedende hapistir, çekeceğim acılar beni aydınlığa çıkaracaktır” deyince derisi yüzülerek idam edilmiş, derisinin içine saman doldurulmuş, kitab-ı erjengi de yakılmıştır.
Mani’nin kitabına Erteng ve Engelyun , Erjenge ve Niğar da denir. Engelyun kelime anlamı ile yedi renkli ipek dokuma anlamına gelir.
Kilk –i Mani –i kaderle safahat-ı âlem
Oldu hem gûne-i nakş-ı varak- ı Engelyun Antakyalı Münif [5]
Kader Mani’sinin kalemiyle dünyadaki varlıkların yüzü Engelyun ile aynı renklerde oldu.
Lutf-ı haddünden şikest âyîne-i Çînî bulur
Nak-ı hüsnünden hacâlet nüsha-i Erjeng alur Karamanlı Nizami
Mani’nin sağlığında öğretilerini topladığı bu kutsal kitap ( Arzhang ) Erjeng olarak bilinmiş, Mani bu kitabını erkek ve kadın ve kâinatı tasvir eden resimlerle süslemişti. Bu nedenle Maniheistler peygamber kabul ettikleri Mani’nin yolundan gitmişlerdir. Uygurlar da resim sanatında kendilerini geliştirmişler kutsal kitaplarını, tapınaklar ve resimlerle bezemişlerdi.
Uygurlar bu nedenle Türk resim ve Minyatür sanatının membaı olmuşlardır.
Bu nedenle divan şairleri Erjeng kitabını içinde çeşitli sırların bulunduğu, bir resim kitabı, Mani’nin resimlerini yaptığı atölye, [6] olarak düşünmüşler, Mani’yi büyücü bir ressam, Erjeng kitabının içindeki resimleri in de büyülerle yapımış, resimler, resimlerin de büyüleyici olduğunu sanmışlardı. Bu nedenlerle Mani ve kitabından söz eden divan şairleri, bu kavramları sevgilileri ile kıyas etmek için kullanmışlar, büyücü ressam Mani’yi ve resimlerini sevgililerini tasvir etmekten aciz olarak görmüşlerdi. Her türlü sihrine, ustalığına rağmen Mani sevgililerin resimleri resmetmekten aciz bir ressam olarak Bihzâd la birlikte veya Bihzad’tan ayrı olarak anıldı. ( bkz: Bihzad Mazmunu) “Çin, Mani dininin en yaygın olduğu ülke ve Mani’nin de Çin asıllı olması ve kutsal kitabını da pek güzel minyatürlerle süslemesi nedeniyle divan şiirinde güzel yüz, daima Çin’e nispet edilmişti. Edebiyatta Çin, adeta resim sanatının merkezi olarak işlenir (Pala 2004: 103). ”[7]
Saldı bir nat-ı münakkaş sahn-ı sahrâya sabâ
Kim onun nakşında hayrândır nigâristân-ı Çîn Ahmet Paşa Saba rüzgârı çölün ortasına öyle süslü bir övgü saldı ki, Çin’deki put sergisi onun nakşına hayran kaldı.
Döner sahîfe-i Erjenge bâlişi-i hıştım
Gehî ki cilve-i nâzı hayâl-i hâba gelir Şeyh Galip
Divan şairleri Bihzad ve Mani’yi resim, musavvir, tasvir, sanem, nakış, nakkaş kelimeleri ile kullanmışlar Mani ve Bihzad’ı nakkaş, musavvit, ressam, olarak düşünmüşler, fakat sevgilinin yüz ifadesini, işvesini, cadu bakışlarını, niyetini resm edemedikleri için Mani ve Bihzad’ı beceriksiz bulmuşlardır.
Musavvir-i ezel edeli nakşını tasvîr
Yüzünü hâke sürer Çîn içinde sûretler Şeyhi
Ne bu nev-nakş-ı tirazende Nedima yoksa
Üstad-ı kalemün hame-i Erjeng midir. NedimEy Nedim! Bu süslü yeni nakış nedir ? Yoksa kaleminin ustası Erjeng'in
Zülfü nakkâşı suya bir resm eder kim reşk eder
Mâni-i Çîn yazdıgı nakş-ı Nigâristân ana Ahmet Paşa
Gencine-i sine genc-i nîrenk
Ayine içinde nakş-i Erjenk" Şeyh Galip
Erjenk kelimesi divan şiirinde Çin, Fağfur, Ressam, Mani, Nakkaş, musavver, musavvir, sihir, büyü ve sevgilinin güzelliği, motifleri ile birlikte ele alınmış, sevgilinin güzelliği Mani’nin yaptığı büyüleyici resimlerden daha güzel gösterilmiş, sevgili ile Mani’nin resimleri kıyas edilmiş, sevgili üstün tutulmuştur.
Anı nakkâş-ı kudret-hâne-i feyz etmiş ol rütbe
Göreydi lâl olurdu noktasın Behzâd ile Mâni (E. Zihni)
Gâmından sûret-i Erjeng bi-hûş.
Firakundan büt-i Azer şikeste Baki
Zamân-ı rezm geçdi şimdi vakt-i bezmdir söylen
Çemen nakş eylesin nakkâşlar püşt-i kemân üzre Nedim
Bikr-i Manîdir serâser sûret-i Meryemleri
Öyle bir büthânenin şimdi gönül nâkûsudur Şeyh Galip(Meryem’in resimleri baştan başa Mânî’nin eşsiz eserleridir, gönül şimdi öyle bir kilisenin çanıdır.)
Bu san'atde ne Erjeng ü ne Mânîdür sana hemtâ.
Güzel tasvîr edersün hatt u hâl-i dil-beri ammâ Naili
Dil Mânî-i Erjeng-i temâşâ mı degildir
Sâgar sadef-i reng-i temennâ mı degildir Şeyh Galip
