Abdi (16. yy) Hayatı ve Mesnevileri

 

Abdi

 

 

Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,  Heft Peyker ,Cemşîd ü Hurşîd ve Nüzhet-nâme  adlı mesnevilerin  yazarı Kanuni’nin oğlu II. Selim’in  yakın çevresinde bulunmuş olan Abdi.

 

Türk Edebiyatında  çeşitli dönemlerde yaşamış Abdî mahlaslı birçok şair ve yazar vardır.  Üstelik şu anki tespitlere göre 16 yy da yaşamış olan  dört tane Abdi adında  şair ve yazar vardır.  Bunlardan bir tanesi Bursalı olan ( 943 / 1536) de ölen Menemen kadısı  . “İslî Abdî”  veya “Sarıklı “ lakabı ile de tanınan  Abdi’dir.  [1] Kaynaklara geçen diğer bir Abdi ise  Gelibolu'lu Âli'nin ders arkadaşı olan ve genç yaşta ölen Abdî Efendi’dir. [2]Diğeri ise ABDÎ, Abdülvehhâb es-Sâbûnî, Abdülvehhâb Hemedânî’dir.

Üstelik Abdi ile aynı yüzyılda yaşamış  Abdi adında birkaç farklı Abdi adlı şair ve yazar da vardır.  Ancak bizim konu edindiğimiz Abdî, edebiyat tarihinde daha çok “Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,” şairi olarak bilinmektedir. Şairin hayatına dair ise tezkire ve diğer kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Ancak mevcut mesnevîlerinin yazılış tarihlerinden Abdî’nin Kanunî Sultan Süleyman (1520-1566), II. Selim (1566- 1574) ve III. Murat (1574-1595) saltanat dönemlerinde yaşadığı anlaşılmaktadır.

 

Sözünü ettiğimiz  Abdi   16 yy ın Abdi adındaki şairler ve yazarlar arasında en önemlisi olan,  yazmış olduğu eserleri   Şehzadeliği ve padişahlığı sırlarında   II. Selim’e takdim eden , Kanuni, II. Selim ve II. Murat’ın salatanat yıllarında yaşamış olan  Abdi’dir.

 

Dört  tane mesnevi yazmış olduğu halde  devrin kaynaklarından  henüz onun hayatı hakkında hiç  bir bilgi tespit edilebilmiş değildir. “Abdi’nin yaşamı hakkında tezkirelerde ve diğer kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır .” [3] (İnce 1987:155) Abdi, yazmış olduğu mesnevilerde de kendisi hakkında bir bilgi vermediği anlaşılır.  Doğum ve ölüm tarihleri nereli olduğu konusuda karanlıkta kalmıştır.  

 

Ancak 1545 yılında yazılmış 1071 beyitlik  Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,   (Sad ve Hüma’nın yakarışları) adlı mesnevi'si nin [4] onun yazılmış olan ilk mesnevisi olması , son eseri olan  “Nüzhet-nâme “ (Gül ü Nevrûz, 985/1577) adlı eserinin 1577 de yazılmış olması  normal bir insan ömrü ile kıyaslandığında  doğum ve ölüm yılları aralığını bize göstermiş olur.  Şu halde 1510 – 1520 li yıllar  arasında doğmuş olabileceği ortaya çıkmış olur. Ölüm tarihi ise 1577 den sonradır.

Abdi’nin  nereli olduğu da belli değildir.  Fakat  ilk eseri olan Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,   (952/1545) YI II. Selim Manisa’da  şehzade iken ona  takdim etmiştir.  Bu nedenle Abdi’nin Manisa veya civarında yetişmiş olabileceği ihtimali ortaya çıkmaktadır.  “Üç mesnevisinin sunuluş tarihlerinde Sultan II. Selîm’in Manisa’da şehzade olarak bulunmasıdır. Bu bilgi de Abdî’nin Manisalı olmasa bile uzun bir müddet Manisa’da yaşadığının bir göstergesidir.” [5] Hayatı hakkında diğer bir ayrıntı ise  II. Selim’in ölümünden sonra yazdığı “Gül ü Nevrûz “  hariç diğer  eserlerini hem şehzadeliği hem de hükümdarlığı esnalarında II. Selim’e takdim etmiş olmasıdır. Üstelik II. Selim’in hocası ile tanışıklığı olduğunu ifade etmesi,  II. Selim’in musikişinas olduğunu bilmesi ve onun zevkine uygun mısralar yazmış olması da bu kanıları güçlendirmektedir. Bu nedenle Abdi’nin  ölene kadar II. Selim’in  yakın çevresinde olduğunu  hatta  II. Selim’in hayatı boyunca onu himaye etmiş olabileceğini  düşünmemiz mümkündür.

 

Abdi, ilk önce Sadettin Nüzhet Ergün tarafından Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ (952/1545) adlı mesnevîsiyle tanıtılmıştır (1960: 189 vd). Vasfi Mahir Kocatürk, bu eserin yanı sıra şairin bir Divânı ve Nüzhet-nâme (Gül ü Nevrûz) (985/1577) adlı bir mesnevîsinin de bulunduğunu belirtmiştir ( Kocatürk 1970: 362-363). Adnan İnce  Abdi’nin Cemşîd ü Hurşîd (966/1558) adlı eserini bulup üzerinde bir çalışma yaparak yyaımlamış ve bu eseri de bilim dünyasına tanıtılmıştır (1986: 186 vd). Abdi’nin, Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,  Cemşîd ü Hurşîd ve Nüzhet-nâme mesnevîlerinin yazmaları elde bulunmaktadır. Divânı ve  yazması konusunda kaynaklarda  bilgi yoktur.   Fakat “henüz ulaşamadığımız “ bir divanının da olduğu bilinmektedir.  [6] Önceden Lami Çelebi’ye ait olduğu zannedilen  Heft Peyker tercümesinin de   Abdî’ye ait olduğu anlaşılmıştır.[7] Mesnevileri yanında Abdi’nin “bir de divanı vardır.

 

 

Mesnevileri ve Konuları:

II. Selim’in yakın çevresinde olduğuna inandığımız Abdi’nin tespit edilmiş dört adet mesnevisi vardır. Bu mesnevilerinin üçünü  II. Selim’e şehzadelik ve  padişahlık yıllarında takdim etmiş, son mesnevisi olan Nüzhet-nâme (Gül ü Nevrûz, 985/1577) yi ise III. Murat’a takdim etmiştir.

  1.  

 

Niyâz-nâme-i Sa‘d ü Hümâ (952/1545)

 

Niyâznâme-i Sa’d u Hümâ , Sad, Hüma ve  Ferah arasında  geçen   aşk konusunu   işleyen klasik  aşk konulu mesnevilerden biridir. Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,   , konusu Şiraz’da geçen   Abdi’nin  Türk edebiyatında daha önce işlenmemiş bir konuyu telif  ettiği bir  mesnevisidir.

 

Eserden ilk söz edenlerden birisi olan  V. Mahir eserin konusunun İran da geçen bir  aşk hikâyesinden alındığını dolayısı ile özgün – telif – olmadığını ifade etmiş söz konusu eserinde eserin geniş bir özetini de vermiştir. [8]Fakat eser hakkında bir çalışma yapan Yrd. Doç. Dr. Hasan GÜLTEKİN eserin özgün olduğu kanaatindedir.  Bu eser üzerinde  “Adnan İnce “  daha öncesinde transkripsiyonlu bir çalışma yapmış   ve eser onun tarafından yayımlanmış, Yrd. Doç. Dr. Hasan GÜLTEKİN’de eser üzerinde bir tahlil çalışmasında bulunmuştur.

 

Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,  , giriş, konun asıl bölüm ve hâtime olmak üzere üç bölümden meydana gelmiştir. Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,  kalsik mesnevi tertibinde  Allah’a, Hz Muhammed’e  Ciharyar-ı Güzin’e yazılmış manzumelerle başlar .  Sebeb-i Telif te ise  eserini Şehzade Selim’in hocasının iltifat ve teşviki ile yazdığını ifade eder.  Eser  Sultan II. Selim’e, Sultan II. Selim’in hocası Şemseddin Efendi’ye ve Sultan II. Selim devri kubbe veziri Cafer Paşa’ya medhiyelerle devam ederek asıl  bölüme geçer. [9][10]

 

Konu itibariyle tamamen beşerî aşkın işlendiği bu mesnevide hayalî ve olağanüstü olaylar hiç yer almaz. Eser gerçekçidir. Vaka İran coğrafyasında Şiraz’da geçmektedir. Çevre ve insan tasvirleri canlı ve başarılıdır. Şahıs kadrosu oldukça dardır. Vakada ayrıntıya fazla inilmez. Teknik yönden bazı kusurları olmakla birlikte genel olarak başarılı bir eserdir.” [11]

 

Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,  ,yaşanmış bir hikâye görünümündedir. 1075 beyitten oluşan eserin nüshalarından birisi  Manisa Genel Kütüphanesi nr: 2713’te  diğeri ise  Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Revan nr: 836 dadır. [12]

 

Çemşid-i Hurşid

 

Cemşîd ü Hurşîd ise Abdî’nin olağanüstü olaylarla süslediği 5940 beyitlik aşk mesnevisidir. Eser 1558 senesinde II. Selîm’e sunulmuştur (Geniş bilgi için bkz. Kuloğlu, 1989).

 

Heft Peyker Mesnevisi

 

Önceden Lami Çelebi’ye ait olduğu zannedilen  Heft Peyker tercümesinin de   Abdî’ye ait olduğu anlaşılmıştır . Ayrıca Hanzâde GÜZELOVA’nın  adı geçen yazısındaki  tespitlerine göre  “eserin dili ve üslûbu, kullanılan kelime ve ifadeler Abdî’nin elde bulunan diğer mesnevîlerine çok benzemektedir . “ Üstelik eserin pek çok yerinde bu eseri Abdi’nin yazdığını kanıtlayan  mahlas beyitleri vardır. 

Heft Peyker adlı eserin  Lami Çelebi’ye ait olduğunu zanneden Günay Kut, “Lâmi’î Chelebi and His Works” adlı makalesinde Lâmi’î’nin  Heft Peyker  adlı mesnevisinin Abdurrahman ibn Abdullatif tarafından  959/1551-52  Lâmi’î’nin elyazmasından direkt kopya edilerek istinsah edildiğini ve eserin  İrlanda Dublin Chester Beatty Library Meredith-Owens No: 12 de kayıtlı olduğunu yazmıştır. “ Fakat bu eseri   inceleyen Hanzâde GÜZELOVA bu eserin Lami Çelebi’ye ait olmadığını  aksine Abdi’ye ait olduğunu kanıtlamıştır.

 

Abdî, Cemşîd ü Hurşîd ve Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,   eserleri gibi, Heft Peyker mesnevîsini de şehzâde iken II. Selim’e sunmuştur.

 

Heft Peyker mesnevîsi,  Geneceli Nizami’nin yazmış olduğu Heft Peyker adlı mesnevisinin genişletilerek  Türkçeye tercüme edilmiş halidir.  

 

Heft Peyker , Nizami’nin yazmış olduğu Orijinal mesnevinin tertibine de uygun olarak Tevhid, Na’t, Dört halife için övgü, Mirac, Eseri yazış sebebi, Özür, Padişaha övgü, Sözün övgüsü, Nasihat manzumesi ve  Asıl hikayeden oluşan  12 üst başlık 46 alt başlık halinde ve  59 üst ve alt başlık tan oluşur. [13]

 

Abdî’nin tercümesi 6400 beyitten fazladır Nizamî’nin Heft Peykeri ile aynı vezinde, Fe’ilatün Mefa’ilün Fe’ilün (Fa’lün) kalıbıyla yazılmıştır.  Abdî’nin Heft Peykeri’nde anlatılan olaylar Nizamî’nin eserinde anlatılanlar ile aynıdır. Hatta bazı beyitlerin bire bir tercüme edildiği de göze çarpmaktadır. “[14]

 

Nüzhatname-i Abdi (Gül ü Nevruz) (Gülbahçesi veya Nevruz Gülü) :

 

Abdi bu eserini de Şehzade Selim Manisa’da sancak beyi iken yazmış ve bu eserini de II. Selim’e takdim etmiştir.   “Niyaznamede'ki bir kayıttan Nüzhatname-i Abdi (Gül ü Nevruz) (Gülbahçesi veya Nevruz Gülü) adlı yapıtın Manisa'da bulunan Şehzade Selim’e sunulduğu anlaşılır [15]Eser toplamda 2320 beyittir. Eserin  tek yazma nüshası Manisa İl Halk Kütüphanesinde 2714 numarada kayıtlıdır. [16] Eser Aruzun mefâîlün/mefâîlün/feûlün kalıbıyla yazılmış  “Gül ile Nevrûz “ arasındaki beşerî aşkı işlemiştir.

 


KAYNAKÇA

  • [1]DOÇ. DR. İBRAHİM HALİL TUĞLUK, https://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa
  • [2]VOLKAN KARAGÖZLÜ, ABDÎ, Abdî Efendi, https://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?
  • [3]İNCE, Adnan (1987), “Abdî’nin Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,   ” Fırat Üniversitesi Dergisi (Sosyal Bilimler), C.1, S. 2, s.155-206.
  • [4]KOCATÜK, Vasfi Mahir (1970), Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara, s. 362-363.
  • [5]Mehmet ALTUNMERAL, ABDÎ’NİN GÜL Ü NEVRÛZUNDA MÛSİKÎ TERİMLER, CBÜ SOSYAL, BİLİMLER DERGİSİ    Yıl: 2011 Cilt :9 Savı :2
  • [6]Mehmet ALTUNMERAL, ABDÎ’NİN GÜL Ü NEVRÛZUNDA MÛSİKÎ TERİMLER, CBÜ SOSYAL, BİLİMLER DERGİSİ    Yıl: 2011 Cilt :9 Savı :2
  • [7]Hanzâde GÜZELOVA, Abdî’nin Bilinmeyen Bir Mesnevîsi: Heft Peyker Tercümesi, https://turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20
  • [8]Vasfi Mahir Kocatürk, “ konunun Acem edebiyatından alındığını; Abdî’nin bu eseriyle İran edebiyatı hikâyelerinden birini daha divan şiirine kazandırdığını söyler. “ Fakat Fars edebiyatında buna benzer hikâyesi olan bir mesnevi bulunmamaktadır. Fakat, eserin konusu Şiraz’da geçmekte eserdeki aşk konularınınyapısı, eğlence ve işret  anlayışı Fars edebiyatı zevkini sunmaktadır.
  • [9] Mahir Kocatürk, T . Edebiyatı tarihi, MEB 1970, SHF 362-365
  • [10]Hasan GÜLTEKİN, Abdî’nin Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,    Mesnevisi, Turkish Studies - Volume 7/2 Spring 2012, p.557-575 , ANKARA/TURKEY
  • [11]İNCE, Adnan (1987), “Abdî’nin Niyâz-nâme-i Sa'd u Hümâ’sı”, Fırat Üniversitesi Dergisi (Sosyal Bilimler), C.1, S. 2, s.155-206
  • [12]Hasan GÜLTEKİN, Abdî’nin Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hümâ,    Mesnevisi, Turkish Studies - Volume 7/2 Spring 2012, p.557-575 , ANKARA/TURKEY
  • [13]Hanzâde GÜZELOVA, Abdî’nin Bilinmeyen Bir Mesnevîsi: Heft Peyker Tercümesi, https://turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20
  • [14]Hanzâde GÜZELOVA, Abdî’nin Bilinmeyen Bir Mesnevîsi: Heft Peyker Tercümesi, https://turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20
  • [15]Hanzâde GÜZELOVA, Abdî’nin Bilinmeyen Bir Mesnevîsi: Heft Peyker Tercümesi, https://turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20
  • [16]Mehmet ALTUNMERAL, ABDÎ’NİN GÜL Ü NEVRÛZUNDA MÛSİKÎ TERİMLER, CBÜ SOSYAL, BİLİMLER DERGİSİ    Yıl: 2011 Cilt :9 Savı 

 



KAYNAKÇA / İLGİLİ LİNKLER
1 Cemşid ü Hurşid Menevisi Ahmedi
2 Cem - Cemşid-i Hurşit ( Divan Şiirinde Cem ve Tüm Özellikleri )
3 Heft peyker’den
4 HEFT PEYKER MESNEVİLERİNİN ÖZETİ
5 Heft Peyker Nedir Mesnevileri Yedi Güzel ve Behram-ı Gur
6 Heft Peyker Mesnevisi Genceli Nizami
7 Genceli Nizami Türklüğü Edebi Yönü ve Hayatı ( 13. yy )
8 Nevruz Bayramının Kökeni
9 Kanuni Sultan Süleyman ve Anekdotları
10 Mesnevi Nazım Türü Bütün Özellikleri ve Örnekler





Şahamettin KuzucularAdmin / Erkek / 1/20/2016