
Bugüne değin Eserin üç el yazması nüshası bulunmuştur. Bunların hepside yazıldığı dönemden çok sonra, esrin aslından değil de kopyalarından alınmış ikinci kat kopyalarıdır. Söz konusu nüshalar bu bulundukları yerleri adları ile yani Viyana nüshası 1439’da Herat’ta kopya edilmiş: aynı yüzyıl içinde Tokat ‘a oradan da 14742’te İstanbul’a getirilmiştir. Ünlü Alman tarihçi Hammer, bu nüshayı 19.yüzyıl başlarında İstanbul’da satın alarak Viyana’ya saray kitaplığına vermiştir. Bilim dünyasında ilk tanınan nüsha budur. Arap harfleri ile yazılı olan ve Kahire’deki kral kitaplığında hidiv kitaplığının Müdürü Dr. Morite tarafından ortaya çıkarılan mısır nüshasının ne zaman yazıldığı belli değildir. Bu nüsha 1896’da tespit edilmiştir ve 5800 beyitten oluşmaktadır.1914’te bulunan ve arap harfleri ile yazılmış olan Fergana nüshası ise, eldeki nüshaların en eskisidir ve 13.yüzyıla ait olduğu sanılmaktadır. Bu nüsha 445 sayfadan 6095 beyitten oluşmaktadır.1914’tebulunan ve Arap harfleri ile yazılmış olan Fergana nüshası ise, eldeki nüshaların en eskidir ve 13.yüzyıla ait olduğu sanılmaktadır. Bu nüsha şu an Taşkent’te bulunmaktadır. Her üç nüshanın tıpkıbasımları Türk dil Kurumunca yayımlanmıştır. Bu üç nüshanın karşılaştırılması ile meydana getirilen metin ve eserin günümüz Türkçesine çevirisi, Reşit Rahmeti Arat tarafından yapılmıştır. Reşit rahmeti Arat’ın hazırladığı karşılaştırmalı nüsha 88 bölümden oluşmaktadır.
KUTADGU BİLİG’İN ÇERÇEVESİ
İlk on bir bölüm: Balasagunlu Yusuf, bu bölümlerde İslam’daki genel kaideleri ifade ettikten sonra genel görüşlerini açıklamıştır.
ALLAHA HAMDÜ SENA.
- PEYGAMBERE VE DÖRT HALİFEYE SALATU SELAM.
Kutadgu bilig’ in şiir yönünden en güçlü kısmı bu bölümdür. Balasagunlu Yusuf bu bölümde güzel bir bahar tasviri yapar. Sonrada kitabın sunulduğu hasan Buğra Han ‘a övgünün bulunduğu kısım vardır.
Doğudan eserek geldi bahar yeli,
Düyayı süsleyerek açtı CENNET’İN yolunu.
Kurumus ağaçlar donandı Yeşile
Bezendi Mor ,Al ,Yeşil ,KIZıl renklere
Kitaba yazıldı bu Hakan’ın Adı,
Bu Ad Ebedı kaldı Ey Kutlu Hükümdar
Devletli Hükümdar Bin Kut içinde yaşasın.
ÖZÜR BÖLÜMÜ
BU BÖLÜMDE Yusuf Has Hacip özür diler.Çünkü eserini bilgisizler için değil,bilginler için yazmıştır. Bundan dolayı bilgisizlerden özür dilemektedir.
BAHAR ŞİİRİNDEN BİR KISIM
Güneş döndü yerine,
Balık burcunun kuyruğundan kuzunun burnuna.
Kurumuş ağaçlar yeşiller giyindi,
Tabiat ,mor,al,yeşil ve kızıl renklerle süslendi
Karanfil kokusu , bahar rüzgarı esti,
Dünyanın her yeri Misk ve Amber kokusu ile doldu.
Kaz,ördek,kuğu ve kıl kuyruk fezeyi doldurdu,
Bağırışarak bir yukarı,bir aşağı kaynaşıyorlar .
Keklik yüksek sesle öttü, sanki gülmekten katılıyor,
Ağzı kan gibi kızıl , kaşı simsiyah.
Çiçek bahcesinden bülbül binlerce sesle ötüyor,
Sanki gece gündüz İbrani Sureleri.
Karacalar dişi erkek çiçekler üzerinde oynuyor,
Geyikler dişi erkek sıçrayıp oynayarak koşuyor.
Uyuyordun ise kalk şimdi aç gözünü,
İşitmedin ise işit benden sözünü.
Binlerce yıldan beri benzi soluk dul isim,
Bu dul elbisemi çıkarıp beyaz kakımdan gelinlikler giydim.
Süslendim, çünkü ulu hakan eşim oldu ,
Dileğim budur o isterse canım feda olsun .
Bulut kükredi, vurdu nöbet davuluna,
Şimşek çaktı,Hakan’ın tuğunu çekti.
Biri kınından çıkınca , Hakan’ın tuğunu çekti.
Biri kınından çıkınca, ona memleketler sunar ,
Biri Nam ve şöhretini dünyaya yayar .
KUDATGU BİLİKTEN BİR DEMET ÖZDEYİŞ
SÖZ, deve boynu gibi yuvarladır , nereye çekerse oraya gider.
Çok dinle,fakat az konuş.Sözü akın ile söyle ve bilgi ile süsle .
Akıl karanlık gecede bir meşale gibidir.
İnsan akıl ile yükselir bilgi ile büyür.
Sevinç istersen , o kaygı ile birlikte gelir :
Huzur istenen o zahmet ile birlikte bulunur.
Halkın yükünü hafifleten kimse insanların iyisidir.
İyi insan hep iyilik eder , yaptığını insanın başına kakmaz,kendi öıkarını düşünmez
Ve bir karşılık beklemez.
Elden gelirse, kötünü inadına iyilik yap.
Dinlemek söylemekten daha iyidir, insan dinlemekle bilgin olur
Gönül kimi severse, göz daima onu görür.
Ömrün tamamı üç gün sürer ;
Yarın dün bugün.
İster şekerli helva : ister arpa darı yemiş olsun ,
Doyup yatan sabah yine aç kalkar.
Tanrı kula iki göz ve iki kulak vermiş;
Biri ile bu dünyaya bakarsan,biri ile de ahrete bakmalıdır.
Eğer iyilik ananın ak sütü ile insanın özüne girerse o insan ölünceye kadar yolunu şaşırır.
Hangi işte acele edilirse, bu iş uzar ve gecikir.
Hangi iyiyi görmüşünki iyiliğinden dolayı pişman olsun.
İnatçılık insan için ağır bir yüktür.
Daima iyilik yap ki kendinde iyilik bul .
Öfke veya gazapla işe yaklaşma:
Eğer yaklaşırsan ömrünü ziyan edersin.
Kutadgu bilig nüshaları
- Herat nüshası
- Fergana nüshası
- Mısır nüshası
Herat nüshası
Kutadgu Bilig’in ilk defa bulunan ve dolayısıyla bu eser üzerindeki çalışmalara esas olan bu nüsha, 1439’da, Herat’da istinsah edilmiştir. Bu nüshanın Anadolu’ya geçmesi, önce Tokat’a ve sonra 1474’de, Fatih döneminde, İstanbul’a gelmiş olması hakkında, esere sonradan eklenmiş şu kayıt vardır: "sekiz yüz yetmiş dokuz tarihinde, yılan yılında, Abdurrezzak Şeyh-zade Bahşı için, Fenari-zade Kadı Ali, İstanbul’dan mektup göndererek, Tokat’tan getirttiler; mübarek olsun, devlet gelsin, mihnet gitsin." 1839 yılında, İstanbul’da Avusturya elçiliği müsteşarı ünlü Türkolog ve tarihçi Von Hammer tarafından ele geçirilmiş, Viyana İmparator Sarayı kütüphanesine hediye edilmiştir.
Fergana nüshası
Kutadgu Bilig’in ele geçen nüshaları arasında en önemlisidir. Bu nüshayı Türkistan’da, Fergana’da bulan Zeki Velidi Togan, eser hakkında genel bir bilgi vermiştir. Buna göre, kitabın dağınık sahifeleri sonradan bir araya getirilerek dikilmiş ve dörtlükler altın suyu ile yazılmıştır. Diğer nüshalara göre daha itinalı yazılmış olan bu nüshanın baş ve son kısmı eksiktir ve nerede, ne zaman, kimin tarafından, kimin için yazılmış olduğu hakkındaki kayıtlar da, bu eksik sahifeler ile birlikte kaybolmuştur. Herat ve Mısır nüshalarında başta mensur mukaddime, sonra manzum mukaddime, ardından babların fihristi ve sonunda Kutadgu Bilig metni gelirken Fergana nüshasında manzum mukaddime yoktur. Türkiye’de, 1943 yılında, Türk Dil Kurumu tarafından tıpkıbasım halinde yayınlanmıştır.
Mısır nüshası
Bu nüsha, 1896’da, Kahire'de, Kral kütüphanesinin o zamanki müdürü Alman âlim Moritz tarafından bulunmuştur. Kütüphane tanzim edilirken, bodrum kata atılmış olan dağınık kitap ve sahife yığınları gözden geçirildiği sırada, Kutadgu Bilig’e ait parçalar toplanarak, bir araya getirilmiş ve böylece bu nüsha, kaybolmaktan kurtarılmıştır. Nüshanın bazı kısımları zayi olmuş, başında ve ortalarında bazı sahifeler, rutubet tesiri ile zedelenmiş, geri kalan kısmı ise iyi muhafaza edilmiştir. Nüsha çok dikkatle yazılmış ve atlanılmış kelime ve beyitlerin yerleri işaretlenerek sahife kenarına eklenmiştir. 1943 yılında bu nühanın da tıpkıbasımı Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanmıştır.
KAYNAKÇA / İLGİLİ LİNKLER
1
Kutadgu Bilig Hakkında Bilgiler Fergana ve Mısır Nüshaları 2
KUTADGU BİLİG’DEN SEÇMELER - GELENEKLER3
Kutadgu Bilig4
KUTADGU BİLİG NÜSHALARI VE SEÇMELER5
İLK İSLAMİ ESERLER6
DİVANI LÜĞAT ÜT TÜRKİDEN İLGİNÇ NOTLAR7
Atabetü'l-Hakayık Konusu Dili İçeriği Nüshaları Alıntılar8
Ahmet Yesevi ve Yunus Emre9
Ahmet Yesevi Hayatı ve Tasavvuf Edebiyatının Başlangıcı10
Divan-ı Hikmet'in Dil Şekil Konu Özellikleri ve Hakkında Tüm Bilgiler