Behlül-i Dânâ
Asıl ismi Vüheyb bin Ömer Sayrâfî olan kendisini deli divane gibi gösteren, Harun Reşid zamanında yaşamış Allah aşkıyla kendinden geçmiş bir veli ve zat olarak bilinen Kufeli bir âlim ve ariftir.
Dâna “bilge, bilgin” anlamına gelen bir kelimedir. Behlul ise, gülen, gülen adam anlamına gelir. Bu nedenle Behlül-i Dânâ kelimesi dilimize güldüren bilge anlamına gelebilecek bir terkiptir.
Behlûl-i Dânâ adıyla şöhret bulan bu mutasavvıf un doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte Harun Reşid zamanında yaşamış ve ömrünün çoğunu Bağdat 'ta geçirmiştir. ( B KZ Bağdat: Şiir Dünyamızda Dârüs-Selâm )
Hârûn Reşîd ‘in manevi kardeşi kabul edilmiş Hârûn Reşîd'e nasihatler verdiğine dair söylenceler ile meşhur olmuştur. “B azı kaynaklar onun Harun Reşid’in kardeşi olduğuna dair rivayetlerde bulunsa da bunun aslı yoktur. “[1] Herkese ders olacak hikmetli sözleri çok meşhurdur
805 (H.190) de Bağdât'ta vefât eden Behlül-i Dânâ ‘nın mezarı Dicle kenarında Şunûziyye kabristanlığındadır. [2]
Behlül Dâna İran, Irak ve Türk edebiyatında çok önemli bir yere sahip olmuş kendini divane gösteren ama hikmetli sözleri ile veli mertebesinde görülen alaycı, hicivli ama ibretlik nükteleri ile edebiyatımızda adı sık sık geçen “bilge divane” tiplemesi ile meşhur olmuş, önemli simalardan biridir.
Mensur ve nesir eserlerde hicivli, alaycı konuşan, deli ve divanece eylemler yapıp, çok hikmetli ve nükteli sözler söyleyen bir tip olarak belirginleşir. Ha life Harun Reşit’e çekinmeden doğru bildiği her sözü söyleyen, ona yol gösteren, korkusuz deli dolu, bir düşünür olarak karşımıza çıkar. Harun Reşid ile olan kıssaları çok meşhur olmuştur.
Harun Reşid ile Bir Kıssası
Bir gün onun söz ve tavırlarından rahatsız olanlar, “ Harun Reşid’e gidip; “Sultanım, bizim yaptıklarımızın ona ne zararı var? Bizi kendi halimize bıraksın. Sonra her koyun kendi bacağından asılır.” gibi sözlerle şikayet ettiler. Bunun üzerine Harun Reşid, Behlül-i Dânâ’yı çağırtıp halkın istediğini bildirdi. Behlül-i Dana hiç sesini çıkarmadan sarayı terk etti. Birkaç koyun alıp kesti, bacaklarından mahallenin köşe başlarına astı. Bunu gören halk gülerek; “Deliden başka ne beklenir, yaptığı işler hep böyle zaten.” diyorlardı. Aradan günler geçtikçe, asılan hayvanlar kokuyor, bundan ise bütün mahalle zarar görüyordu. Kokudan durulmaz hale gelince, aynı kişiler, Harun Reşid’e gidip durumu anlattılar. Behlül-i Dânâ’yı çağırtıp sorduğunda; “Bir kötünün herkese zararı olduğunu herhalde anladılar. Ben bir şey yapmadım, her koyunun kendi bacağından asıldığını onlara gösterdim.” diye cevap verdi.”[3]
Şiirlerde Behlül Dânâ
Behlül-i Dânâ, divan ve halk edebiyatımızda önemli bir figürdür.
Mecnun ider ehl-i dilin akılı irşad
Behlul ile bak kıssa-ı Harun-ı Reşid’e Hoca Neş’et.
Hem akıllı hem de arif olanlar Behlul ile bak kıssa-ı Harun-ı Reşid’e bakarak Mecnun’u anlar.
Kemal- ı rüşdü Har’unur Reşid’i eyleyip hayran
Kalur Behlul – veş seyretse bu tertib-i divane Sünbülzade Vehbi
Külhan- ı aşkın temaşa eyle her bir kuşesin
Kim nice Behlul-ı vakte hâb- gehtir her biri Neşati [4]
Behlül-i Dânâ Hem divan şiiri hem de âşık şiirimizde fıkraları kıssaları, hikmetli sözleri ve kıssaları ile sık sık geçer.
Dertli Kerem ile Behlül-i Dana
Onlar aşk elinden oldu divane
Agahi şuara olmuştur amma
Saçma sapan söyler sözü dağıtır Âşık Agahi
KAYNAKÇA
- [1] Behlül-i Dânâ, http://ahmetsimsirgil.com/behlul-i-dana/
- [2] İSLAM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ, BEHLÜL DÂNÂ, https://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Islam-Alimler
- [3] Behlül-i Dânâ, http://ahmetsimsirgil.com/behlul-i-dana/
- [4] A. Talat Onay, Edebiyatımızda Mazmunlar, MEB Yayınları, 1996- SHF 135