
https://bafa-golu.neredekal.com/resimleri/5
Bafa Gölü, arkeolojik ve tarihi değerler açısından
Türkiye'nin en zengin coğrafyalarından biridir. Bölge, tarihi ve doğasıyla
turistlerin ve araştırmacıların özel ilgi gösterdiği gerek sulak alan, gerek
Tabiat Parkı olması açısından önem taşıyan Bafa Gölü, Beş Parmak Dağları ve
antik kentleri ile olağanüstü güzelliklere sahiptir. “ Efsanelere konu olan, muhteşem doğası, tarihi, doğal ve mistik
güzelliği ile Bafa Gölü, Türkiye'de görülmesi gereken doğa harikalarından
biridir.”
Latmos (Beşparmak) Dağı
eteğinde bulunan Bafa Gölü, çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Bafa
Gölü kıyılarında eski bir liman kenti olan Herakleia
Latmos Antik Kenti bulunur.
Bu kent ile kalıntıları daha iki üç bin yıl önce Bafa Gölü’nün Ege Deniz’ine
ait bir koy olduğunun canlı bir işaretidir. Bafa köyü kıyılarındaki Latmos
dağları kıyıdan 1300 metre yüksekliğe kadar ulaşan yükseltileri ile
gölün manzarasına görkemli bir katkı sağlar.
Birkaç bin yıl öncesine kadar Ege Denizi'nin bir koyu olan
Bafa Gölü, Büyük Menderes nehri tarafından taşınan alüvyonlar nedeniyle Ede
Denizi ile bağlantısı kesilmiş eskiden bayağı içte kalan bir koy halinde iken
günümüzde bir lagün ve göl haline dönüşmüştür.
Göl, Didim ilçe merkez'ine 10 km mesafededir. Söke-Milas
Karayolunun doğusunda; ortalama 7 bin hektarlık alanı kaplamaktadır. Gölün en
derin yeri 25 metre kadardır. Gölün su kaynağı, Büyük Menderes nehrinin
taşkınlıkları ve etrafındaki dağlıklardan gelen yeraltı ve yerüstü sularıdır.
Uluslararası önemli kuş alanları listesinde ilk sıralarda
yer alan göl ve çevresinde nesli tehlike altında olan Cüce Karabatak ve Deniz
Kartalı gibi kuş türleri bu gölde üremekte, kış aylarında yüz binlerce ördek ve
su kuşu bu gölü beslenme ve barınma alanı olarak seçmektedir.
Bafa Gölü, 1994 yılında Tabiat Parkları ile ilişkili bulunan
Menderes Deltası Milli Parkı statüsü kazanmıştır. Bafa Gölü ve göl kıyı kenar
çizgisinden itibaren 250 metrelik kıyı bandı ile tabiat parkı sınırları dâhilinde
kalan antik kentler (Herakleia ve Latmos) ve arkeolojik eserlerin tamamı 1.
Derece Arkeolojik Sit statüsündedir.
Ege Denizi'nin bir parçası iken Büyük Menderes'in taşıdığı
alüvyonlar ile birlikte, kıyıdan kilometrelerce içerde kalmış olan Bafa Gölü’ne
Çamiçi de denilmektedir. Cam içi adının çağrıştırdığı
özellik yavaş yavaş kaybolmaktadır. Bafa gölüne dökülen nehir sularının
azaltılması ve kirletilmesi yüz binlerce balığın ölmesine ve gölün ekosisteminin
bozulmasına neden olmuştur. Büyük Menderes nehri bağlantısının gölden
koparılması ve gölün çevresindeki zeytinyağı fabrika atıkları gölün sonunu
hazırlamaktadır.
Göl çevresi zeytin ağaçlarıyla kaplıdır. Orkide alanı kabul
edilen Bafa Gölü ve çevresinde yaklaşık 20 orkide türü yetişmektedir. Gölün çevresinde Ege ve Akdeniz ikliminin
karakteristik türleri olan adaçayı, İzmir kekiği, kara kekik, lavanta, papatya
gibi 500 farklı bitki türü yetişmektedir.
Gölün su bitkileri
açısından çok zengin olması birçok balık türünün gölde yaşamasına imkân sağlamaktadır.
Balıkçılık açısından çok büyük kaynaklara sahip olan gölde eskiden 700 den
fazla üyesi bulunan Su Ürünleri Kooperatifi bulunmaktadır
Bafa Gölü'nde Menet, Kahvehisar, Kargaasarı, Kapıkırı
adalarında dört adet ada bulunur.
Göldeki
su seviyesinin düşmeye başlaması ve sularının kirlenmesinin artması ile
birlikte göl tabiat parkı ve sit alanı ilan edilmiş, Devlet Su işleri tarafından
sürdürülen bir proje ile Menderes Nehri ile düzenli ve kontrol altında
irtibatlandırılarak, gölün suyunun tuzlanması ve derinliğinin azalması önlenmeye
çalışılmaktadır.
BAFA GÖLÜ TABİAT PARKI
Bafa Gölü ve çevresi sahip olduğu su kuşları zenginliği ve
doğal güzellikleri nedeniyle Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından "tabiat
parkı" olarak ilan edilmiştir. Yaklaşık 210 çeşit kuş türü bulunan bu
önemli kuş alanında (ÖKA) yaşayan kuş türlerinin bir kısmı Avrupa'da ve dünyada
nesli tehlike altında olan türlerdir. Bunlardan bazıları AKKUYRUKLU KARTAL,
BEYAZ LEYLEK, GÖK DOĞAN, KÜÇÜK KARABATAK, KÜÇÜK BALABAN, GECE BALIKÇISI, ALACA
BALIKÇIL, ERGUVANİ BALIKÇIL, YILAN KARTALI, ANGIT, SAZ DELİCESİ, KIZIL ŞAHİN,
UZUN BACAK, İZMİR YALI ÇAPKINI, ALACA YALI ÇAPKINI, KÜÇÜK KERKENEZ'dir.
Herakleia
Latmos Antik Kenti
Bafa Gölü ve çevresi Herakleia
antik kenti, kral yolu olarak bilinen Latmos yaylaları ile birlikte köklü bir
tarihe sahip olduğunu belli etmektedir. Antik kentteki Athena Tapınağı, Tiyatro,
Endymion Tapınağı, Agora, Konsey Binası, Liman kalıntısı ve etrafını çevreleyen
surları ile ada üzerine kurulu Yediler Manastırı köklü tarihini bizlere kanıtlayan
sağlam kanıtlar olarak durmaktadırlar.
Herakleia
Latmos Antik Kenti Bafa gölünün
kuzey-doğu kıyısında Milas’a 39 km. uzaklıkta, Latmos dağlarının eteklerinde,
Kapıkırı Köyü’nün bulunduğu yerdedir.
Bu kente Milas - Söke karayolunun
25.km.sinde, Çamiçi köyünden sağa dönülerek yaklaşık 10 km sonra Kapıkırı
köyüne gelinerek ulaşılır. Kapıkırı köyü antik kentin üzerinde kurulmuştur.
Herakleia'nın yerleşim tarihinin
M.Ö. 8.yy'a kadar gitmektedir. Strabon, kentin ilk adının Latmos olduğunu
belirtir. Satrabon’un verdiği bilgilere göre günümüzde Beş Parmak dağları
olarak adlandırılan dağların adı Latmos Dağlarıdır.
“Heraklia komşusu Milet ve Priene
şehirleri gibi Hippodamik stilde, yani birbirini dik kesen caddelerin meydana
getirdiği satranç tahtası desenli, antik ızgara planı denilen şehir planı tarzında kurulmuştur”
KENT SURLARI
Kentin en önemli surları M.O. 287
yılında General Lizimahos tarafından yaptırılmıştır. Çevre
uzunluğu 6.5 km. olan surlar, düzgün kesme taş bloklardan örülmüş ve iyi
korunmuş durumdadır. Surların yüksekliği 5.5 m. kadardır.
YEDİLER MANASTIRI
Bafa gölü ve Latmos dağları yörede korunaklı
alanlar sağlayan ve dieğr doğal avantajlarından dolayı Hrıstiyan Rahiplerinin
de dikkatini çekmiş göl ve çevresi ms 6. Yy dan 10. yy a kadar keşişlerin,
rahiplerin ve manastırların gizlenme,
barınma ve ibadet mekânı olmuştur.
Bugün Yediler Manastırı olarak bilinen
Kellibaron'daki Lavra'nın, 10. yüzyılda varlığı bilinmektedir. Lavra'nın mevcut
binaları bugün harap durumda olmasına rağmen, geniş bir alana yayılmıştır.
Latros Dağı'nın güneybatı eteğindeki manastır,
arazinin dik eğimi nedeniyle üç farklı seviyededir ve çevre duvarları sürekli
olmayıp yer yer kayalarla kesilmekte ve avlu yükselmektedir
PANTOKRATOR
MAĞARASI
Doğal etkenlerle oluşan ya da
yapılan tahribatlara rağmen, Latmos, Bizans kalıntıları açısından da bir hazine
gibidir.
Kaya Resimleri Bafa Gölü
bölgesindeki Latmos (Beşparmak) Dağları'nda bulunan "Latmos Prehistorik
Kaya Resimleri" ile bölgenin tarih başlangıcının M.Ö. 6 bin yılına
uzandığını saplanmıştır.
- .edebiyadvesanatakademisi.com/forummesaj/433-herakleia_latmos__antik_kenti_bafa_g%C3%B6lu.html
- https://bafagolu.org/index.php?option=com_content&view=article&id=47&Itemid=58
- https://bafagolu.org/index.php?option=
- https://bafagolu.org/index.php?option=com_c
- https://www.didimguide.com/tr/bafa_golu_herakliya_latmos.html
- .edebiyadvesanatakademisi.com/forummesaj/433-herakleia_latmos__antik_kenti_bafa_g%C3%B6lu.html
- https://turizmindeksi.com/tr/gz_icerik.asp?id=380