Toggle right icons
Toggle menu
Kategoriler
Edebiyat
Dil Bilgisi
Güzel Sanatlar
Geleneksel Sanatlar
Sanat Galerisi
Forum
İş İlanları
Kitaplık
Şiiristan
Türküler
Üyelerden
Yazılar
Şiirler
Uyelerimiz
Hakkımızda
Hakkımızda
İletişim
İçerik Girişi
İçerik Ekle
Kitap Ekle
Üye Girişi
Arama
Ana Sayfa
������RLER
Deneme
Kavramlarla��-Kavramak-Anlamak���
Mehmet-Alu��
Kavramlarla Kavramak Anlamak…
Kavramlarla Kavramak Anlamak…
Ummakla, Beklemek Aynı Değildir!
Ummakla beklemek aynı değildir. Ummak; umut etmek, sanmak, tahmin etmek, ümit etmek, Bir şeyin olmasını istemek, beklemek... Beklemek ise; bir iş oluncaya, kadar biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak bir şey yapmadan beklemektir bu “beklemek”. Ummak umut etmek elbette ki bekleyenden değil, umutla yola çıkandan gelenden, elinde umut olmazsa da derdine ortak için gelenden beklemektir. Bunun gerçekleşmesi için yolda bekleyenden bir şey beklenmez, beklediğinin gelmesi gerekir, ya da beklediği gelmezse gelen ben olayım diyerek bekleyenler için yola çıkmayandan, beklenti içinde bir şeyler umut etmekle aynı değildir. İçinde beklemek fiili olsa da bir amaçla yola çıkan içindir bu, yoksa sadece beklemek bir ifade etmiyor tek başına! İlk önce iyi niyetli olacaksın ki bir gelenin olsun. İyi niyetli olmadıktan sonra beklemek ummak için günü boşa geçirmekten başka bir şey yapamayız! Ondan önceki durum ve sonraki durum bir biriyle bağlantılı. Bağlantılı değilse bağlamak gerekir ki umut olsun bekleyen gelsin, gelen var mı yok mu tahmin edilsin.
“Bir eylem, bir söz, bir düşünce; ister kuvve de olsun ister fiil de vücuda getirilmiş olsunlar, kendilerine birçok boşluklu bağ eylem alanı açarlar. Bu yasa üs sel devim kuralıdır. Böylesi bir sürecin deneyimini yaşamışsanız açılan eylem alanlarını az çok bilirsiniz. Bayram Kaya”
İsterse bu beklenti ummak sözle olsun düşünceyle olsun bir kuvvet attıracak fiiliyatı adımı olmalı, adım attıracak güçte olmalı. Adım atarken, bu adımlar boşluğu dolduracak sözle düşünceyle dolmalı ki, umarken bekleyenin açtığı ve ya açanların boşluğu sevinçle umutla dolsun. Devim denilen kimlerine göre “görünüşten ibarettir. Örneğin, bir ok yaydan fırladığında uçar gibi görünür. Ama uçmak için art arda dizilmiş noktaları aşmak, onun için de bu noktaları birer birer doldurmak/kaplamak gerekir. Bir noktayı kaplamak da durgun olmak demektir. Yani ok durgundur. Devim, hareket görünüşten ibarettir.”
Bu değişmez kuraldır, varana kadar okun bir bir ardın sıra devam eden noktaları boşluğu doldurarak çaba enerji içinde gitmesi muhakkaktır ve vazgeçilmezidir. İşte bu eylem alanlarını bilmezseniz okun sizin attığınız güçle gittiğini vardığını sanırsınız. Oysa Âlemlerin Rabbi bunun için yarattığı bir dizi ihtimaller zincirinden öte, boşluğu doldurarak gitmek için her şeye kendi kudret ve gücünden güç vermiştir, bu da belli bir kural içinde yerine varır. Önce oku atmak için yay, germek için bir ip, atmak için ok, birde iyi bir okçu olmak gerekir ki bu gerçekleşsin.
Kelimeleri inanın çok seviyorum gönlüme bir nişan gibi takarak kullanmayı değil bizzat o kelimeleri anlayarak anlamlarıyla elbette ki sizler gibi seviyorum. Herkes kafasının çok iyi çalıştığını söylüyor bende söylüyorum, lakin kelime ve sözlerin gönlüme kattığı aydınlanmayla kafam iyi çalışıyor. Yani bir hareket etkisi olmadan içine bir şeyleri katmadan yerinde beklemekle çalışmaz. İşte bu nedenle ummakla, ummanın içindeki beklemekle, beklemek ayrıdır, ummakta beklersin lakin yola çıkacak olan varsa veya yola çıkacak adamların varlığına kötü niyetinle yok etmediysen diyelim.
Amaç olarak; hayat tecrübelerinin paylaşılmak istenmesi, unutulmak üzere olan toplum değerlerinin hatırlatılmasının da misyonu gelen kişinin taşıması gerekir ki, hareket noktasında ilk hareket için adım atılsın yani bir amaç olmalı, ummak içinde beklemek içinde, beklemeyi boş fiiliyattan kurtararak harekete dönüştürmek içini doldurmak için vesselam, selamlarımla.
Mehmet Aluç
Mehmet Aluç
Gold Üye / Erkek / 1/20/2016
Paylaştıklarım
ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI
(2)
ETKİNLİKLER
(2)
KİTAP DÜKKANI
(3)
ŞİİRLER
(2521)
TARTIŞMA
(1)
YAZILAR
(882)
Hakkımda
1962 Malatya Doğumlu. Ortaokul mezunuyum. Çocukluğumda okuma hevesim Tarkan çizgi romanı okuyarak başladı.1975 yılları idi galiba o dönemde tanıştım ve okuma hevesim aç bir kurt gibi başladı ve o dönemde çıkan gazete, mecmua, çocuk romanı-Kemal ettin tuğcu Serisinin tamamına yakınını-okudum. Mecmua ve dergiler bana yetişmiyor desem yeri azdır. Bu muhteşem atmosferi yaşamak ve devam ettirmek için o yaşlarda çalışmaya başlayarak özgürce ailemden izin almadan bu dergileri özgürce alarak okumaya başladım, Bu okumanın güzelliğini nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum adeta yutuyordum. Hele gırgır dergisi, Teksas, Tommiks haftalık hiç kaçırmazdım. İlk okuduğum roman -SUÇ VE CEZA- dır ve bu roman okuma hızımda1978’ler de başladı ve elime geçen ve yeni çıkan romanları hemen alıp bir çırpıda okuyordum.
Aynen deliler gibi hatta bir söz vardır-Aç olandan korkmayın gözü aç olandan korkun-diye bende aynen böyle idim. 1982 yılı Askerlik ve daha sonrası evlilik ve yaşama atılmamla bu yükseliş alçalmaya başladı. Evliyim 4 çocuk babasıyım.1990 yılında kamuda işçi olarak çalışmaya başladım. 2002 yılında tayinim nedeni ile çok sevdiğim şehirler arasında olan- Anakaraya- tayinim çıktı. 2010 yılına kadar çalıştım ve 2010 Ekim ayında emekli oldum. Şimdi kendi halimce okuyor ve yazmaya çalışıyorum -Allah'ın izni ile-Sinema, tiyatrodan, kitap okumaktan, ailemle baş başa vakit geçirmekten hoşlanırım.
×