Toggle right icons
Toggle menu
Kategoriler
Edebiyat
Dil Bilgisi
Güzel Sanatlar
Geleneksel Sanatlar
Sanat Galerisi
Forum
İş İlanları
Kitaplık
Şiiristan
Türküler
Üyelerden
Yazılar
Şiirler
Uyelerimiz
Hakkımızda
Hakkımızda
İletişim
İçerik Girişi
İçerik Ekle
Kitap Ekle
Üye Girişi
Arama
Ana Sayfa
������RLER
Deneme
Beyin-F��rt��nas��na-Devam-Bence-D����me-K��sme-
Mehmet-Alu��
Beyin Fırtınasına Devam Bence-Düşme-Küsme-
Beyin Fırtınasına Devam Bence
Düşme-Küsme
Düşme
derken peşime arkamda da
küsme
derken benim gideceğim yerim mahiyeti belirsiz sen benimle sefil kalma diyedir. Yoksa başka bir nedeni yoktur kendini
üzme,
böyle anla beni ne olursun, diyenlerin hakkında sizlerde ne dersiniz? Samimidir
sözünde
? Yalan mı parıldıyor
gözünde
? Yoksa samimiyetsizlik mi var
özünde
?
A-Anlatımınızla ya da gidenin anlatımıyla ben samimi olduğuna inanıyorum. Gidenin giderken gözyaşı döktüğünü hissediyorum, gitmek zordur kordur. Belki yeni bir yere taşınmadan gitmeden önce insan sevdiğini onun rahat edeceği yeri hazırlamadan gelmesini istemez bu da onun gibi bir şey sanırsam galiba zannımca.
B-Baharın sona ermesiyle kış ayına yaklaştığımız bu günlerde, gönülde sonbahar yapraklarının dökülmesine benziyor sanki ben gidenin samimiyetine inanıyorum.
C- Cama vuran yağmur damları değil sanki kalanın gözlerindeki yaşlar gökyüzünde yeryüzüne yağıyordu, giden bunun farkına varmaz iken ona yalan söyleyerek sözünde samimiyetsizlik olduğuna inanıyorum. Seven gitmez terk etmez geride kal diyerek gitmez.
D- Duvardaki dalgalı perdeyi açan Dürdane giden sevgilisine el sallayarak gurbette bir an önce gelmesi için dualar eşliğinde gözlerinde akan yaşlarla el sallıyordu. Eşi yeni bir ev iş bulunca yanına alacağını söylerken, sakın peşime gelerek düşme ben gidemem, sakında bana küsme bundan başka çarem kalmadı derken onun samimiyetine inanarak pencereden el sallıyordu.
E-Enine boyuna yaşamı düşünmeden bir söz söylemek doğru olmaz. İkametini tayinle başka bir ile almak için gidenin arkada söylediği bir söz konuşma olarak ben algılıyorum ve samimiyetine de inanıyorum. Önce bir ev bulacak eşyalar taşınarak ilden ile taşınacak ondan sonra geride gelme üzülme denilen eşe sevgiliye her şey hazır gelebilirsin denilecek olan bu olayın gelişmenin bu yönde olduğunu anlayarak gidene hak veriyorum, yerinde ve doğru söylenmiş bir söz olarak buluyorum.
F-Fabrikanın paydos düdüğü çaldığında Faruk acele ile çıkış kartını basarak, tayinle geldiği bu yeni ilde kiralık bir evi karanlık basmadan bulmanın telaşıyla çıkarken, beraber çalıştığı Feride’ye çarparken özür dileyerek acelesi olduğunu bir an önce kiralık bir ev bulması gerektiği için acele ederek çarptığını söylerken… Feride kolundan tutarak, koşarak acele etmene gerek yok, benim oturduğum apartmanda bir daire boşaldı dün, sana tutalım, senin kısmetinmiş diye konuşurken, Faruk sevincinden havalara zıplayarak, Feride’ye sarıldı. Bu sarılmadaki samimiyetin sadece arkadaşça olduğunu vurgulayalım ki yanlış anlaşılmalara olanak vermesin.
G-Gidenin ve geride kalanın halinden anlarım, zordur içi yakan alevli bir kordur. Bunu söylerken tüylerim diken diken oldu.
H- Hüzün dolu bu sözlerin aşkı yaşarken terk eden sevgilinin sözleri olarak ben yorumluyorum ve gidenin arkasında gelmeyen için söylendiğini düşünerek, alıntı bir şiirle buna cevap vermek istiyorum.
Madem hatırındayım
Niye gelmezsin bana
Hüznüm bu ayrılıktan
Derdim hasretten yana...
Kış gelmeden dağlara
Kar düşmeden dallara
Al gönlünü sevgilim
Haydi düş gel yollara...
İnan ömür çok kısa
Bitsin bu gam, bu tasa
Ne bilirdik hasreti
Şu ayrılık olmasa...
Kış gelmeden dağlara
Kar düşmeden dallara
Al gönlünü sevgilim
Haydi düş gel yollara...
Tarık Çıtak
I-Islanmış olarak yağmurda ıslanarak giden sevgilisine bakan vefasız sevgilisine düşme peşime gelme, beni zaten sevmeyerek üzüyorsun derken, kendisine değil el sözüne inanarak giden Ishak2ın arkasında ağlayarak bakıyordu. Ben böyle anladım ve yorumluyorum bakış açılarımız aynı olmaya bilir, saygı duyarım.
İ-İçten duyduğu hasreti gurbete giden sevgilisine olan özlemiyle baş başa kalan İclal, her kapı çalındığında gurbete giden sevdiği İsmail’in geldiği sevinci ile kapıyı açarken, hayal kırıklığıyla baş başa kalmasının ıstırabını her gün yaşıyordu.
Fazla şıkka gerek var mı bilmiyorum cevaplarınızı yorumlarınızı bekliyorum devam edecek yeni yazım için selamlarımla.
Mehmet Aluç
Mehmet Aluç
Gold Üye / Erkek / 1/20/2016
Paylaştıklarım
ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI
(2)
ETKİNLİKLER
(2)
KİTAP DÜKKANI
(3)
ŞİİRLER
(2521)
TARTIŞMA
(1)
YAZILAR
(882)
Hakkımda
1962 Malatya Doğumlu. Ortaokul mezunuyum. Çocukluğumda okuma hevesim Tarkan çizgi romanı okuyarak başladı.1975 yılları idi galiba o dönemde tanıştım ve okuma hevesim aç bir kurt gibi başladı ve o dönemde çıkan gazete, mecmua, çocuk romanı-Kemal ettin tuğcu Serisinin tamamına yakınını-okudum. Mecmua ve dergiler bana yetişmiyor desem yeri azdır. Bu muhteşem atmosferi yaşamak ve devam ettirmek için o yaşlarda çalışmaya başlayarak özgürce ailemden izin almadan bu dergileri özgürce alarak okumaya başladım, Bu okumanın güzelliğini nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum adeta yutuyordum. Hele gırgır dergisi, Teksas, Tommiks haftalık hiç kaçırmazdım. İlk okuduğum roman -SUÇ VE CEZA- dır ve bu roman okuma hızımda1978’ler de başladı ve elime geçen ve yeni çıkan romanları hemen alıp bir çırpıda okuyordum.
Aynen deliler gibi hatta bir söz vardır-Aç olandan korkmayın gözü aç olandan korkun-diye bende aynen böyle idim. 1982 yılı Askerlik ve daha sonrası evlilik ve yaşama atılmamla bu yükseliş alçalmaya başladı. Evliyim 4 çocuk babasıyım.1990 yılında kamuda işçi olarak çalışmaya başladım. 2002 yılında tayinim nedeni ile çok sevdiğim şehirler arasında olan- Anakaraya- tayinim çıktı. 2010 yılına kadar çalıştım ve 2010 Ekim ayında emekli oldum. Şimdi kendi halimce okuyor ve yazmaya çalışıyorum -Allah'ın izni ile-Sinema, tiyatrodan, kitap okumaktan, ailemle baş başa vakit geçirmekten hoşlanırım.
×