Toggle right icons
Toggle menu
Kategoriler
Edebiyat
Dil Bilgisi
Güzel Sanatlar
Geleneksel Sanatlar
Sanat Galerisi
Forum
İş İlanları
Kitaplık
Şiiristan
Türküler
Üyelerden
Yazılar
Şiirler
Uyelerimiz
Hakkımızda
Hakkımızda
İletişim
İçerik Girişi
İçerik Ekle
Kitap Ekle
Üye Girişi
Arama
Ana Sayfa
������������������RLER
S������yle������i
Hissetmeyince-Ne-Fark������-Var-Ya������ayan������n-������l������den?
Mehmet-Alu������
Vatan Yahut Silistre-Namık Kemal
Çocuklar İçin Hikayeler-Christoph Von Schmid
Babamın Kitapları-Luan Starova
Bugünün Çocuklarına Öyküler - Orman Birliği-Kolektıf
Denemeler-Michel de Montaigne
Ben Orada Yokken-Banu Demir
Hissetmeyince Ne Farkı Var Yaşayanın Ölüden?
Bir kaç gündür şiirden ziyade sözlerden bir demet yazıyorum, ilham bu yönden esince başım gözüm üstüne diyerek, devam ediyorum. Düz yazının şiirden tek farkı biraz uzun olması… Muhabbetin uzun sürmesini sağlayan bir durum ama şiir gibi tam on ikiden değil, dokuz on onbir derken on ikiden vuruyor. Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir. Anlatırken bir konuyu anlatamamakta çok zor, tabi anlamayanın halinden daha hallicedir en sonunda anlatırsın lakin anlamayana anlatamazsın.
Vaktiyle aşkla o güzel gönüllü ecdat aşkla gelip geçti gittiler, lakin aşkın kokusunu bıraktılar da gittiler, torunları olarak Allah c.c.keremine şükür bunu anlayanlardan etti bizleri. Sözü daha fazla uzatmadan yazarken kalemimde şu güzel söz damladı. Hissetmeyince ne farkı var yaşayanın ölüden? Ölen bedendir ruh değil, ruh hakkın önünde, şimdi fark edebildik mi diğerini birbirinden, anlayabildik mi ayırabildik mi farklı olanla farksızı birbirinden? Ecdat bunun farkında lığını âleme imanla merhametle aşkla yaydılar gönüllere girdi, ölmediler hala gönüllerde yaşıyorlar.
Ecdat geceyi gündüze, sevgisizliği aşka varmamayı varmaya emanet ederek güzel gönülleriyle çekti gittiler. O ne güzel bir gelişti ve o ne güzel bir gidişti. Şimdi bunu yazarken haybeden salladığımı düşünen birkaç kişi çıkabilir, ama o aşk kokan iman kokan ecdadın tarih yazdığı sayfaları okumaya başlasınlar gözlerinde seller gibi duygu his yüklü gözyaşı akmazsa gelsin benden o zaman hesabını sorsunlar. İşte size bir örnek bakın bakalım böylesine güzel nurlu insan bir daha yer yüzüne gelir mi Âlemlere Rahmet gelmeden… Hz Ömer(R.A.) Hz Ali (K.V.), nurlu nuruyla alemi ışıl tadan iki insan.Hz Ömer, bir gün Alemlere Rahmet Peygamber efendimizin yanına giderek.Hz Ali beni ne zaman görse, selam vermeden başını önüne eğip gidiyor,diye şikayette bulundu.Durun hemen sinirlenmeyin işin sırrına vakıf olmak için, az sabırlı olun.Alemlere Rahmet peygamber efendimiz, Hz Ali’yi yanına çağırdı,durumu izah etti.Hz Ali gülümseyerek,sizin bir gün yolda karşılaşan iki Müslüman’dan ilk önce kim selam verirse, Alemlerin Rabbi Allah c.c. onun için cennetten saraylar kuracağını söylediğinizi işittim,bende bu nedenle ilk önce o selam versin benden önce o saraylara o kavuşsun diye hep bekledim…
Etrafıma bakınca her ne kadar birbirimize tahammül edemezsekte bizlerde ecdat gibi inşallah geride aşkın kokusunu bırakarak gideriz, dünyalık geçim telaşı mal mülk kavgası, bir gün yakamızı inşallah ölümden önce bırakırda yayarız dileğinde bulundum, sizlerde o güzel gönlünüzle âmin deyin kardeşim, diyeceğinizden de eminim zaten. Bir gün yine kapıların önünde oturur muhabbet etmek için toplanırız inşallah. Bunun lezzetini hiçbir yerde bulamayız, ah o anı bir yakalayabilsek gerisi teferruat olacaktır kardeşlerim vesselam.
Mehmet Aluç
Mehmet Aluç
Gold Üye / Erkek / 20.01.2016
Paylaştıklarım
ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI
(2)
ETKİNLİKLER
(2)
ŞİİRLER
(2520)
TARTIŞMA
(1)
YAZILAR
(880)
Hakkımda
1962 Malatya Doğumlu. Ortaokul mezunuyum. Çocukluğumda okuma hevesim Tarkan çizgi romanı okuyarak başladı.1975 yılları idi galiba o dönemde tanıştım ve okuma hevesim aç bir kurt gibi başladı ve o dönemde çıkan gazete, mecmua, çocuk romanı-Kemal ettin tuğcu Serisinin tamamına yakınını-okudum. Mecmua ve dergiler bana yetişmiyor desem yeri azdır. Bu muhteşem atmosferi yaşamak ve devam ettirmek için o yaşlarda çalışmaya başlayarak özgürce ailemden izin almadan bu dergileri özgürce alarak okumaya başladım, Bu okumanın güzelliğini nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum adeta yutuyordum. Hele gırgır dergisi, Teksas, Tommiks haftalık hiç kaçırmazdım. İlk okuduğum roman -SUÇ VE CEZA- dır ve bu roman okuma hızımda1978’ler de başladı ve elime geçen ve yeni çıkan romanları hemen alıp bir çırpıda okuyordum.
Aynen deliler gibi hatta bir söz vardır-Aç olandan korkmayın gözü aç olandan korkun-diye bende aynen böyle idim. 1982 yılı Askerlik ve daha sonrası evlilik ve yaşama atılmamla bu yükseliş alçalmaya başladı. Evliyim 4 çocuk babasıyım.1990 yılında kamuda işçi olarak çalışmaya başladım. 2002 yılında tayinim nedeni ile çok sevdiğim şehirler arasında olan- Anakaraya- tayinim çıktı. 2010 yılına kadar çalıştım ve 2010 Ekim ayında emekli oldum. Şimdi kendi halimce okuyor ve yazmaya çalışıyorum -Allah'ın izni ile-Sinema, tiyatrodan, kitap okumaktan, ailemle baş başa vakit geçirmekten hoşlanırım.
×