Açlık Oyunları Filmi Hakkında Eleştirisel Yaklaşım

Sudoku 4 - Çok Zor-Salim Toprak

Son Kürt İsyanı-Mesut Yeğen

Kristal Yelkenli-Jose Mauro De Vasconcelos

Mavi Ay Immatura 1-Aslı Atılgan

Ali'ye Göre Gerçek-Tim Hopgood

Bu sefer Açlık oyunları filmine biraz eleştirisel bir yaklaşımla değil, batının gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için karşınızdayım, bir film eleştirmeni gurmesi olarak. Açlık oyunlar adlı bir oyunla, insanları öldürerek güya kazanarak açlıktan kurtulmaz insan, bu sadece bir vahşet ve batının gerçek yüzünü, kendi elleriyle sergiledikleri bir rezalet ve gölgelerinin korkunçluğunu ve maskelerini çıkararak gerçek yüzlerini ortaya çıkaran basit iğrenç bir yapıt. Aslında batı ne yaptığının farkında değil, böylesine iç yansımalarını nefretlerini ortaya çıkaran bir gerçeklikle sergilemeleri, bence son çırpınışlarından bir kesit diye düşünüyorum. Zaten yıllarca sömürgeci bir zihniyetle vahşilikle, binlerce insanı kendi çıkarları için öldürmediler mi? Halada öldürmeye devam etmiyorlar mı? Ne kazandılar nefret cehennem ıstırap yokluk…

Hele birde daha güzel öldürmeleri için, danışmanlık almaları vahşetlerini daha iyi sergilemek için onca uğraşa desteğe karşı iğrençliklerini istemeden olsa da belki isteyerek korku imparatorluklarını göstermek için edepsizce sergiliyorlar. Ben bu filmi izlerken acizliklerini çırpınışlarını ölümden sonraki feryatlarını çaresizliklerini seyir ettim. Onca çaba açlıklarını değil, vahşete doymayan kanlı ellerini kanla yıkamalarını vahşete doymayan midelerinin iştahlarının doymazlığını, vahşetlerini seyir ettim. Açlık paylaşarak bir lokmayı giderilir, el ele omuz omuza yardımlaşarak giderilir, öylesine vahşetle ölümle açlık giderilmez…

Dediğim gibi sadece korku imparatorluklarının çöküşünü görmeden bizlere yükselişlerini korku ile korkutarak sergileyerek bizler mesaj verirken çöküşlerini gördüm. Üstelik bu rezaletle dolu romanında, satışlar rekoru kırması beni şaşırtmadı desem yeridir. Düşünebiliyor musunuz, yönetmen ilk filimden sonra insanların çıldırarak izlediğini düşünerek ikinci ve üçüncü seriyi çekmeye karar vermiş! Doğrudur vahşiliğe doymayan bir ülkenin torunları da vahşiliğe elbette ki doymayacaktır. Bu vahşilikle dolu film hakkında daha fazla yazarak kelime ile heceleri ziyan etmek istemiyorum.

Mehmet Aluç

On Dakika veya beş dakika ara

Sinema Film Dizi Oyun Moyun Koyun Gurmesi
A.Ş. Müdürü Yani Genel Müdürü Gibi bir şey

Mehmet AluçGold Üye / Erkek / 20.01.2016

Hakkımda

1962 Malatya Doğumlu. Ortaokul mezunuyum. Çocukluğumda okuma hevesim Tarkan çizgi romanı okuyarak başladı.1975 yılları idi galiba o dönemde tanıştım ve okuma hevesim aç bir kurt gibi başladı ve o dönemde çıkan gazete, mecmua, çocuk romanı-Kemal ettin tuğcu Serisinin tamamına yakınını-okudum. Mecmua ve dergiler bana yetişmiyor desem yeri azdır. Bu muhteşem atmosferi yaşamak ve devam ettirmek için o yaşlarda çalışmaya başlayarak özgürce ailemden izin almadan bu dergileri özgürce alarak okumaya başladım, Bu okumanın güzelliğini nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum adeta yutuyordum. Hele gırgır dergisi, Teksas, Tommiks haftalık hiç kaçırmazdım. İlk okuduğum roman -SUÇ VE CEZA- dır ve bu roman okuma hızımda1978’ler de başladı ve elime geçen ve yeni çıkan romanları hemen alıp bir çırpıda okuyordum.

Aynen deliler gibi hatta bir söz vardır-Aç olandan korkmayın gözü aç olandan korkun-diye bende aynen böyle idim. 1982 yılı Askerlik ve daha sonrası evlilik ve yaşama atılmamla bu yükseliş alçalmaya başladı. Evliyim 4 çocuk babasıyım.1990 yılında kamuda işçi olarak çalışmaya başladım. 2002 yılında tayinim nedeni ile çok sevdiğim şehirler arasında olan- Anakaraya- tayinim çıktı. 2010 yılına kadar çalıştım ve 2010 Ekim ayında emekli oldum. Şimdi kendi halimce okuyor ve yazmaya çalışıyorum -Allah'ın izni ile-Sinema, tiyatrodan, kitap okumaktan, ailemle baş başa vakit geçirmekten hoşlanırım.