Toggle right icons
Toggle menu
Kategoriler
Edebiyat
Dil Bilgisi
Güzel Sanatlar
Geleneksel Sanatlar
Sanat Galerisi
Forum
İş İlanları
Kitaplık
Şiiristan
Türküler
Üyelerden
Yazılar
Şiirler
Uyelerimiz
Hakkımızda
Hakkımızda
İletişim
İçerik Girişi
İçerik Ekle
Kitap Ekle
Üye Girişi
Arama
Ana Sayfa
������������������RLER
Deneme
Az-Kafa-Yoral������m-������nceleyelim-Yorumlayal������m-1-
Mehmet-Alu������
Az Kafa Yoralım İnceleyelim Yorumlayalım-1-
Az Kafa Yoralım
İ
nceleyelim Yorumlayalım
“Yollarda kaldı gözlerimiz, gelmedi haber
Bakarım, bakarım sılam görünmez”
Dizelerinde neden haber gelmez dedi
ğ
i haber nedir? Sıla yolu neden görünmez? Sılada bekleyen kimdir? Hangi kavramlardan söz edilmektedir?
Âşıklı
ğ
ı
n g
üç
bir u
ğ
ra
ş
olmas
ı
nı belirtir?
Toplumsal yaşamın büyük ölçüde de
ğ
i
ş
mesini mi anlatır?
Nice garip âşıkların gurbet illerde yitip gitmiş olması mı söyler?
A-Âşık sevdi
ğ
inden ge
ç
im
ş
artlar
ı
n
ı
n bulundu
ğ
u durdu
ğ
u yerde uygun olmamasından dolayı kolayı bulamayınca olayı başlar gurbete rızkını kazanarak yâri ve çocukları için kazanmak için gitmesi, gitmekle çarenin hemen gelmemesi, gözlerde yaşların damla damla süzülmesi. Geçim zordur hele birde işin olmaması daha acıdır. Birde o yıllarda iletişim için telefonun olmaması mektupla haberleş ilmesi,haber aylarca gelmez nazl
ı
y
â
r ve
ç
ocuklar okuma bilmez mektup yazamaz, varın gurbettekinin halini siz düşünün. Şairin dedi
ğ
i gibi.
Şu da
ğ
lar olmasayd
ı
,
Çiçe
Çiçe
ğ
i solmasayd
ı
,
Ölüm Allah’ın emri
Ayrılık olmasaydı.
Ölüm Allah’ın emri
Ayrılık olmasaydı.
B-Geçim derdi bitmez insana yetmez, bir gün de
ğ
il ki gidilip de gelinsin bir ömür sürer. Gurbet ilde ev tutmak, eşya düzmek kolay mıdır? Alınan üç beş kuruşla anca karın doyar bir de eş çocuk vardır. Yâr ile çocuklar yolunu gözler âşıkta onlara kavuşmayı bekler özler. Gurbet zordur geçim zordur, insanlık zaten yoktur bu kavramlarla anlamlarla yakınmalarla sızlanmalarla, âşık halini mısralarında anlatır tabi anlayana. Toplumsal de
ğ
i
ş
im gelişim önce insanlıktan, insana saygıdan eme
ğ
inin kar
şı
l
ı
ğ
ı
n
ı
vermekten ba
ş
lar, gurbete gidip te dönemeyenler çoktur. Âşık şair içinde bulundu
ğ
u toplumun sosyal yapısını ve iç mücadeleleri yansıtır dizelerinde.
C- Ela gözlerine kurban oldu
ğ
um
Yüzüne bakmaya doyamadım ben
Yüzüne bakmaya doyamadım ben
İ
bret i
ç
in gelmi
ş
derler cihana
Noktadır benlerin sayamadım ben
Noktadır benlerin sayamadım ben
Diye türkü söylerken gurbetteki âşık ya da şair, yâre olan özlemini aradaki mesafenin sancısını anlatır, geceye söyler. Ayrıca duygularını engin zengin ve mizansen hatta evrensel aşk diliyle bir sevgiyle dile yazmıştır. Sanki Âşık Serdari onun için yazmıştır. Buyurun okuyalım.
Nesini söyleyim canım efendim
Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhal eylesem deftere sı
ğ
maz
Omuzdan kesilmi
ş
kolumuz bizim
Sefil ireçberin yüzü so
ğ
uktur
Y
ı
l perhizi tutmu
ş
i
ç
i ko
ğ
uktur
İ
ne
ğ
i davar
ı
iki tavuktur
Bundan gayr
ı
yoktur mal
ı
m
ı
z bizim
Reçberin sanatı bir arpa tahıl
Havasın bulmazsa bitmiyor pahıl
Tecelli olmazsa neylesin akıl
Dördü bir okkalık dolumuz bizim
Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halinden kimse bilmiyor
Devletin sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim
Evlat da babanın sözün tutmuyor
Açım diye çift sürmeye gitmiyor
Uşaklar ço
ğ
ald
ı
ekmek yetmiyor
Ba
şı
m
ı
za bel
â
d
ö
l
ü
m
ü
z bizim
Zenginin sözüne beli diyorlar
Fukara söylese deli diyorlar
Zemane şeyhine velî diyorlar
Gittikçe ço
ğ
al
ı
r delimiz bizim
Sekiz ay kışımız dört ay yazımız
Çalı
ğ
ı
ndan telef oldu baz
ı
m
ı
z
Kas
ı
m derken buz tutuyor
ö
z
ü
m
ü
z
May
ı
sta
çö
z
ü
l
ü
r g
ö
nl
ü
m
ü
z bizim
Tahsildar da çıkmış köyleri gezer
Elinde kamçısı fakiri ezer
Yorganı döşe
ğ
i mezatta satar
Has
ı
rdan serilir
ç
ulumuz bizim
Zenginin yedi
ğ
i baklava b
ö
rek
Kahvaltıya eder keteli çörek
Fukaraya sordum size ne gerek
Kahvaltıya eder keteli çörek
Fukaraya sordum size ne gerek
Dü
ğ
ü
lcek
ç
orbas
ı
bal
ı
m
ı
z bizim
Serdarî halimiz böyle n’olacak
Kısa çöp uzundan hakkın alacak
Mamurlar yıkılıp viran olacak
Akıbet alınır öcümüz bizim
Âşık Serdari
D- Her insan kendi bireysel olarak, varoluşu çabası içinde kendisi kazanarak aydınlatmak kazanmak ister.
İ
nsanın kendini ve dünyayı kavramaya çalıştı
ğ
ı
anda bir aile kurarak, hayatını birliktelikle devam ettirmek için çabalarken çaresiz işsiz kalır insan bu hayat mücadelesin de verdi
ğ
i, uzunca bir ser
ü
ven de
ğ
il sanc
ı
d
ı
r
ı
st
ı
rab
ı
d
ı
r. Bir iş bulsa hakkını vermeyen işveren, zamlar ah gel gör ki mutfak un, bu
ğ
day, pirin
ç,
ya
ğ,
ç
ay,
ş
eker bekler, çocuk elbise ayakkabı ister.
İ
ş
te bu gerçekli
ğ
in akla uygun bir a
çı
klamas
ı
arasan da sanma vardır, var olan insanlı
ğ
ı
merhameti adaleti yolda kaybettik bu nedenle gerisini siz düşünün diyor şair mısralarında.
İ
ster şairi deyin ister âşık deyin insanlık durumu hakkında ortaya koydu
ğ
u bu hazin durumla yaptı
ğ
ı kattı
ğı
saptamalar, aslında insanımızın bakış açısının ne kadar vahşi anlamsız oldu
ğ
unu ete kemi
ğ
e b
ü
r
ü
nm
üş
hali ile anlatmas
ı
d
ı
r.
Mehmet Aluç
Mehmet Aluç
Gold Üye / Erkek / 1/20/2016
Paylaştıklarım
ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI
(2)
ETKİNLİKLER
(2)
KİTAP DÜKKANI
(3)
ŞİİRLER
(2530)
TARTIŞMA
(1)
YAZILAR
(884)
Hakkımda
1962 Malatya Doğumlu. Ortaokul mezunuyum. Çocukluğumda okuma hevesim Tarkan çizgi romanı okuyarak başladı.1975 yılları idi galiba o dönemde tanıştım ve okuma hevesim aç bir kurt gibi başladı ve o dönemde çıkan gazete, mecmua, çocuk romanı-Kemal ettin tuğcu Serisinin tamamına yakınını-okudum. Mecmua ve dergiler bana yetişmiyor desem yeri azdır. Bu muhteşem atmosferi yaşamak ve devam ettirmek için o yaşlarda çalışmaya başlayarak özgürce ailemden izin almadan bu dergileri özgürce alarak okumaya başladım, Bu okumanın güzelliğini nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum adeta yutuyordum. Hele gırgır dergisi, Teksas, Tommiks haftalık hiç kaçırmazdım. İlk okuduğum roman -SUÇ VE CEZA- dır ve bu roman okuma hızımda1978’ler de başladı ve elime geçen ve yeni çıkan romanları hemen alıp bir çırpıda okuyordum.
Aynen deliler gibi hatta bir söz vardır-Aç olandan korkmayın gözü aç olandan korkun-diye bende aynen böyle idim. 1982 yılı Askerlik ve daha sonrası evlilik ve yaşama atılmamla bu yükseliş alçalmaya başladı. Evliyim 4 çocuk babasıyım.1990 yılında kamuda işçi olarak çalışmaya başladım. 2002 yılında tayinim nedeni ile çok sevdiğim şehirler arasında olan- Anakaraya- tayinim çıktı. 2010 yılına kadar çalıştım ve 2010 Ekim ayında emekli oldum. Şimdi kendi halimce okuyor ve yazmaya çalışıyorum -Allah'ın izni ile-Sinema, tiyatrodan, kitap okumaktan, ailemle baş başa vakit geçirmekten hoşlanırım.
×