
MERSİN
GENEL BİLGİLER
İlin Yüzölçümü 15.853 km2dir. İlin %87'si dağlıktır. Toroslar'ın Mersin
bölümünde kalan kısmı Bolkar Dağları adını alır. Bolkarların en yüksek yeri
3524 metre ile Medetsiz Tepesi’dir. Bu dağlardan İç Anadoluya açılan önemli
geçişleri: Sertavul ve Gülek Boğazları sağlar. Orta Toroslar'ın geçit verebilen
yeri Gülek Boğazıdır(1050 m.). İkinci önemli geçit ise Mut ilçesi
yakınlarındaki Sertavul Geçidi’dir.
Berdan Çayı (90 km)
Göksu (299 km) ilin başlıca ırmaklarıdır. Eski adı İÇEL ( İç –il ) olan MERSİN ili doğusunda Adana, batısında
Antalya, kuzeyinde Niğde, Konya ve Karaman illeri, güneyinde ise Akdeniz
vardır.
Tarsus, Berdan
ve Anamur Ovası ildeki ovalardır. 2010 yılı verilerine göre il nüfusu
1.647.899 Mersin
merkez nüfusu ise 843.429'dur. 2004
yılı verilerine göre Mersin’in takriben yüzde 55'i orman ve fundalık, yüzde
35'i işlenen arazi, yüzde 4 civarı çayır ve mera, geri kalanı ise yerleşim
alanı veya tarıma elverişsiz alanlardır.
Mersin ve çevresinde, tipik sıcak ve ılıman astropikal
iklimi hâkimdir. Yaz ayları sıcak ve aşırı nemli, ortalama 28 °C nemlilik ise
%88 ler civarında kış ayları ise (15 °C) ılık ve yağışlıdır. (Yıllık yağış
ortalaması 1096 mm. İlin uzun yıllar sıcaklık ortalaması ise 23 °C derecedir ve
bu özelliğiyle Türkiye'nin en sıcak kesimidir.
GAP Projesi’nin deniz ayağı olan Mersin Ataş Rafinerisi ve hizmet
verdiği Çukurorva’nın sayesinde Mersin Limanı, Türkiye’nin en önemli ve en
işlek limanları arasındadır.
Türkiye'nin en büyük Serbest Bölgesi olan Mersin’dedir ve yaklaşık
300 şirkete ev sahipliği yapmaktadır. Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi'nde
150'ye yakın firma faaliyet gösterir. Mersin Serbest Bölgesi de benzer
özellikleri ile Mersin ve ülke ticaretinde önemli bir yer tutar
Türkiye'nin en önemli iç turizm merkezlerinden biri olan
Mersin, yapılan yeni projeler ve yeni
otellerle Türkiye'nin gözde turizm bölgelerinden birisi olma yolunda hızla
ilerlemektedir. Yat turizminin
gelişmesi amacıyla uluslararası standartlara uygun 500 yat bağlama ve 300 yat
karaya alma kapasiteli Mersin Ana Yat Limanı tamamlanmış ve ihaleye
çıkılmıştır.
Liman ve demiryolu taşımacılığının yanı sıra karayolu
taşımacılığında da Mersin önemli bir noktadadır. Mersin Büyükşehir Belediyesi,
Uluslararası Nakliyeciler Derneği ve Mersin Valiliği ile ortak olarak Mersin
Lojistik Merkezi'ni kurma çalışmalarını tamamlamak üzeredir. Doğu Anadolu, Batı
Akdeniz ve İç Anadolu'daki şirketler ithalat ve ihracatını Mersin üzerinden
yapmaktadır. Mersin'de iş merkezlerinin çok olmasının diğer bir nedeni de çok
sayıda nakliye ve gümrük firmalarının bulunması yüzündendir. Yapıldığında
Türkiye'nin en uzun binası namını kazanan Metropol Ticaret Merkezi 52 katlıdır.
Alışveriş merkezleri Mersin'de yatırımlarını
sıklaştırmaktadır.
İsa'nın Havarilerinden St. Paul'un Tarsus'ta bulunan Evi ve
Kuyusu Vatikan tarafından Hac Yeri ilan edilmiştir. Diğeri Müslüman ve
Hıristiyan âlemince önemli olan ve Silifke/Taşucu'nda bulunan ve Hiristyanlar
için Hac Yeri olarak kabul edilen Azize Aya Tekla (Meryemlik) kabrinin de Mersinde
olduğu ancak hiçbir zaman bulunamayacağı İncilde acırca yazılmıştır (Kilikya
mektupları paftası)) önemli dini ziyaret merkezleridir. Ayrıca dini açıdan
önemli ziyaret yerlerinden olan Tarsus Ashab-ı Kehf Mağarası da il sınırları
içerisinde ve Tarsus’ta bulunmaktadır.
Tabiplerin piri Lokman Hekim’in Tarsus'ta yaşamış olduğuna
inanılır. Tarsus'ta halen ayakta kalan eski hamamın göbek taşındaki kızıllığın
Şahmeranın kanı olduğuna inanılır.
Mersin’in İlçeleri
Mersin ilinde 4'ü merkez ilçe olmak üzere toplam 13 ilçe
bulunmaktadır.
- Anamur
- Aydıncık
- Bozyazı
- Çamlıyayla
- Erdemli
- Gülnar
- Mut
- Silifke
- Tarsus

Resim alıntı: https://akincimehmet44.com/2011/04/22/mersin-ataturk-parki-ve-cevresi
MERSİNDE NERELERE GİDİLMELİ
Tarsus Müzesi, St. Paul Kuyusu ve Anıt Müzesi, Eshab-ı Kefh,
Tarsus Şelalesi Gülek Kalesi Gülek Beldesi ,Atatürk Evi, Mersin Müzesi, Mezitli de Soli Pompeipolisi, Yumuktepe ve
Gözne Kalesi, Erdemli'de Elauissa-Sebaste(Ayaş) ve Kanlıdivane Örenyerini ve
Kızkalesi'ni Kızkalesi plajı, Silifke Müzesi,
Aslan Eyce Taşucu Amphora Müzesi, Astım
ve Cennet-Cehennem Mağaraları,
Narlıkuyu, Üç Güzeller Mozaik Müzesi, Uzuncaburc ve Aya Thekla Manastırı,
Susanoğlu, Kapızlı ve Boğsak plajları, Alahan Manastırı, Mut Kalesi, Yerköprü
Şelalesini, Sertavul da saç kavurma, Mut kilimi Anamur Müzesi, Anemurium ve
Mamure Kalesi özellikle gezilip, görülüp ve tadılması gereken yerleridir.
TARİHÇESİ
Toroslar merkez ilçe sınırlarında yer alan Yumuktepe
Höyüğü'nde yapılan kazılarda bulgular MÖ 6300'lere kadar gitmektedir. Yumuktepe ve Gözlükulede yapılan kazılarda
Mersin’in tarihten önceki devirlerden beri önemli bir yerleşme merkezi olduğu
anlaşılmaktadır. İl Merkezi Mersin’de bulunan Yumuktepe’de, 1937’de Liverpool Üniversitesi Arkeologlarınca
başlatılan kazıda; en alt tabaka olarak “Neolitik Devri” tespit edilmiştir.
Klasik devirde
Klikya olarak adlandırılmış olan Mersin; sırası ile Hititler, Frigler,
Asurlular, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslıların, XI. yüzyılda
Selçukluların, XIV. yüzyılda Karamanoğulları ve Ramazanoğullarının XV. yüzyılda
da Osmanlı İmparatorluğunun hâkimiyetine geçmiştir.
Bir süre
yörede Etilerin hüküm sürdüğü görülür. Eti Kralı Hattuşil yöreyi imar ve ıslah
etmiştir. Daha sonra Asur kralı III. Salomossa’ın ele geçirdiği Mersin yöresi,
M.Ö.528 tarihinde İran Hükümdarlığına geçer, M.Ö.527 de yöreyi ve Kıbrıs’ı
Yunanlılar ele geçirirler. M.Ö.334 senesinde yöre Büyük İskender’le
Makedonyalıların eline geçer.
M.Ö.261-246 da yöreyi Mısır Hükümdarı Batlenios Ogustos zapt eder.
M.Ö.70’li yıllarda Romalıların eline geçen Mersin Roma İmparatorluğunun ikiye
ayrılmasından sonra Doğu Roma toprakları içerisinde kalır.
İslamiyet’in yayılmasından sonra Halife Osman zamanında Mersin ve civarı
Arapların eline geçer. Daha sonra bölge 718 yılında halifeliğin Abbasilere
geçmesiyle 853 yılında Sultan Mehdi, yöreyi Abbasi’lere katar. Daha sonra
Selçukluların eline geçen yöre bu dönemde kısmi “Haçlı İstilası”na uğrar ve
Selçukluların zayıflamasından sonra Karamanoğulları’na geçer.
Osmanlı
Padişahı Yıldırım Beyazıt zamanında yöre Osmanlı idaresi altına girer. I. Dünya
Harbinde İtilaf Devletlerinin istilasına uğrayan Mersin, Milli Mücadele ile 3
Ocak 1922’de tekrar Türk hâkimiyetine girmiştir. 1924 yılında Mersin Adıyla
Vilayet olmuştur.

Tarihî, kültürel ve Turistik
mekânları
Eshab-ı Kehf Mağarası, Cennet ve Cehennem Obrukları,
Kleopatra Kapısı, Gümüşkum, Çamdüzü, Erdemli Çamlığı, Pullu, Karaekşi,
Karabucak ve Bahçeyeri Orman İçi Dinlenme Yerleri, Narlıkuyu Mağarası,
Susanoğlu, Kapızlı, Gözne, Fındık Pınarı, Çamlıyayla(Namrun) ve Sorgun
Yaylaları,Çamlıyayla Cehennem deresi ve papazın bahçesi, Pompeiopolis, Tarsos,
Neopolis, Krykos, Kilindria, Selevkeia ve Anemurion İlkçağ Kent Kalıntıları,
Anamur, Meydancık, Kız Kalesi, Silifke Kalesi, Soli, Alahan Manastırı, Haghia
Thekla Bazilikası, Uzuncaburç, Akkale, Gözlükule Yerleşmeleri, Tarsus Camii,
Lal Ağa Camisi, Erdemli, Silifke, Tarsus ve Narlıkuyu Mozaik Müzeleri başlıca gezi,lip görülmesi gereken
mekanlarıdır. Bunların yanı sıra çok sayıda tarihi cami, han, cami ve kilise
bulunur. ( Bu mekânların hepsini buraya
almak mümkün olamadığından linklere tıklayınız ) ESKİ
CAMİ, MÜFTÜ CAMİ, ULU CAMİ, AVNİYE CAMİİ, KATOLİK( KATEDRAL) KİLİSESİ, ORTODOKS
KİLİSESİ, İl merkezindeki tarihi cami ve
kiliselerdir.
Mut ilçesinde, Alahan Manastırı, Dağpazarı Kilisesi, Kümbetler, türbe ve
tarihi camiler bulunur.
TARSUS’ta ise, Eshab-ı Kef, Eski Cami, Danyal ve Ulu Mami , Kubad Paşa Medresesi, bir çok türbe ve
mescit bulunur.
Anamur da ise, Mamure ve Ak Cami ile Kızıl Kilise, Silifke’de, Alaaddin
Cami, Reşadiye Cami, Tevvekkül Sultan Türbesi, Aya Tekla Yer altı
Kilisesi, Erdemli’deki Paşa Türbesi,
Gülnar’daki Zeyne ve Şeyh Ömer Türbelei Mersin in ilçelerindeki tarihi Cami,
Kilise ve türbelerdir.
ALAHAN
MANASTIRI
İlçe merkezinin 20 km. kuzeyinde
1300 m. yüksekliktedir. Daha önceleri Kocakale’de denilen bu yere
Alacahan Manastırı da denilmektedir. Doğu-batı yönünde uzanan
bir teras üzerinde yer almaktadır. Yapılar alanın kuzeyinde yer alan kaya
kütlesine yaslanmışlardır. Kiliseye giden yolun sol tarafında kaya içine
oyulmuş mezarlardan bir tanesinde lahdin dış yüzünde bulunan yazıttan hareketle
ve aynı sırada başka bir mezarın kayadan oyulmuş arcosoliumunun dip duvarında
boya ile yazılmış diğer yazıttan da anlaşıldığı üzere Rahip Tarasis tarafından
yaptırıldığı veya hepsi olmasa da yapılmaya başlanıldığı düşünülmektedir.
Burada bulunan sütun başlıkları da üsluplarına göre 5. ve 6. yüzyıllara
tarihlendirilmektedirler. Yine burada yapılan kazılarda 4 ,5 ve 6.
yüzyıllara ait sikkeler bulunmuştur. Bütün bu değerlendirmeler sonucunda Alahan
Manastırı 5 ve 6. yüzyıllara tarihlenmiştir. [7]
SİLİFKE ROMA TAPINAĞI
Şehir merkezinde bulunan ve doğu ile güney yanlarındaki sütun tabanlıkları
orijinal şekilde korunmuş olan tapınağın uzun kenarında 14’er, kısa kenarında
8’er sütun bulunmaktaydı. Ancak, her biri 10 m boyundaki Korint başlıklı bu
sütunlardan bugün sadece biri ayakta kalmış olup 3 tanesi de yıkılmış durumda
yerdedir.
1980 yılında Kültür Bakanlığı’nca başlatılan kazı çalışmaları aralıklarla devam
etmektedir. İ.S. II. yy’da yapılmış olduğu anlaşılan tapınak V. yy’da planında
önemli değişiklikler yapılarak kiliseye dönüştürülmüştür.
AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ (MERYEMLİK)
Taşucu yolu üzerinde 4. Kilometreden sağa dönülüp bir km gidildiğinde
Hıristiyanlığın en eski ve en önemli merkezlerinden biri olan Meryemlik’e
varılır. Meryemlik’in tarihi Azize Thekla’nın buraya gelişi ile başlar.
İsa Peygamber’in havarilerinden St. Paul’ün vaazlarından etkilenen 17 yaşındaki
Thekla kendini Hıristiyanlık dinine adar. St. Paul’ün bu değerli öğrencisi
Konya ve Yalvaç’ta Hıristiyanlığı yaymak için propaganda yaparken paganların
baskılarına maruz kalıp, öldürüleceğini öğrenince kaçıp Seleucia’ya gelir ve
sonradan kiliseye çevrilen buradaki bir mağarada saklanır.
Aya Thekla’nın içinde yaşadığı mağara onun kayboluşundan sonra Hıristiyanlarca
kutsal sayılmış; ta ki bu din İ.S. 312 yılında serbest bırakılıncaya kadar
gizli bir ibadet yeri olarak kullanılmıştır. Bu mağara daha sonra IV. yy’da
kiliseye dönüştürülmüştür.
Azize Thekla Kilisesi; imparator Zenon tarafından Aya Thekla’ya ithafen
yaptırılan kilise ile Kuzey Kilise; hamam, birçok sarnıç, mezarlıklar ve şehir
suru kalıntıları günümüze kadar gelmiştir.
TARSUS ŞELALESİ VE ROMA
MEZARLARI
Tarsus İlçe Merkezinin kuzeyinde Berdan (Kydnos) Çay'ı üzerindedir. Berdan
nehrinin bu bölümünde nehir suyu 4-5 metrelik bir yükseklikten dökülerek şelale
meydana getirmektedir. Romalılar döneminde şelalenin bulunduğu alan nekropol
(mezarlık) olarak kullanılmıştır. Şelalenin bulunduğu alanda konalemera yapıya
sahip kayalara oyularak yapılmış mezarlar nehrin akış yükseltisi altında ortaya
çıkmasından sonra oldukça tahrip olmuş durumdadır.
TARSUS: - ST. PAUL KİLİSESİ
-- ESKİ CAMİ
Çarşıbaşındaki Kilisenin 1102 yılında St. Paul Katedrali olarak yapıldığı
söylenmektedir. Roma sitilinde kalın ve yüksek duvarları, iç kısmı geniş, dışa
bakan tarafı dar, derin pencereleri ve kalın sütunları ile dikkat çekicidir.
1415 yılında Ramazanoğlu Ahmet Bey tarafından onarılarak camiye çevrilmiştir. .
Bazı kaynaklarda Ortaçağın başlarına ait bir Ayasofya Kilisesinden söz edilir
ve Papa'nın elçisi Mainz Piskoposu Konrad Von Wittelsbach'ın 6 Ocak 1198'de burada,
Ruppenlerden l.Leon'u Ermeni Kralı olarak tanıdığı ve taç giydirmiş olduğu anlatılır.
ST. PAUL KUYUSU
Tarsus İlçe Merkezinde, Kızılmurat Mahallesinde Cumhuriyet Alanının yaklaşık
300 m kadar kuzeyinde, eski Tarsus evlerinin yoğun olduğu bölgede, öteden beri
St.Paul'un evinin yeri olarak kabul edilen bir avluda bulunan kuyu, St.Paulus
Kuyusu olarak bilinir. Bu evin bahçesinde yakın zamana kadar yapılan küçük bir
kazı çalışmasında bazı duvarlar ortaya çıkarılmıştır. St.Paulus'un Hıristyanlık
için önemine bağlı olarak, bu kalıntıların ve kuyunun çok eskiden beri kutsal
sayılması, kentte yakın zamana kadar yaşayan Hıristiyan cemaatinin inancının
izleri olarak yorumlanmaktadır. Kuyunun çapı 1.15 m dir. Silindir biçiminde
olmasına karşın, asıl kuyu gövdesi kare biçimindedir ve dörtgen kesme taşlarla
yapılmıştır. Derinliği 38 m olan kuyunun suyu yaz- kış hiç eksilmez. Kudüs'e
hacı olmak için yöreden geçen Hıristiyanlarca kutsal sayılan bu kuyu suyundan
içilir.
Hıristiyanlık dininde çok önemli biri olan ve Yahudi kökenli
bir aileden gelen Paulus yada Yahudi adı olan Saul M.S. 3 yılında Tarsus'da
doğmuştur. M.S.36 yılında hiç İsa ile karşılaşmış, Hıristiyan inancının temel
öğelerini öğrenerek Antakyalı Barnabas ile Hıristiyanlık çalışmalarına devam
etti. Ve bir Hıristiyan topluluğu kurdu St.Paul Kuyusu ve Anıt Müzesi UNESCO
Dünya Miras Alanları içine alınmıştır.
KLEOPATRA KAPISI (DENİZ
KAPISI) TARSUS
Kleopatra Kapısı, Tarsus'un girişindedir. Bizans Döneminde inşa edilen kent
surlarının Dağ Kapısı, Adana Kapısı ve Deniz Kapısı bulunuyordu.
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Tarsus'u anlatırken bu kapı için İskele kapısı
ismini kullanmıştır. Kapının kenarı at nalı şeklinde ve yerden yüksekliği 6.17
m, derinliği ise 6.18 m. dir. Tarsus'un 18. Yüzyıl sonlarına kadar oldukça
sağlam üç kapılı surları, 1835 yılında Mısırlı İbrahim Paşa tarafından yıktırılmış
ve sadece iki ayak üzerinde tek kemerli deniz kapısı kalmıştır.
JUSTİNİAUS KÖPRÜSÜ (BAÇ
KÖPRÜSÜ)
Modern Tarsus kentinin doğusunda bulunan Justiniaus köprüsüne halk tarafından
eskiden şehre girişte alınan Bac Vergisinden dolayı Bac Köprüsü denilmektedir.
Adana-Ankara karayolunun Tarsus girişinde ve kuzeyindedir. Berdan (Tarsus) Çayı
üzerindeki köprü, İ.S.VI. yüzyılda Bizans İmparatoru Justiniaus (İ.Ö.527-566)
tarafından yaptırılmıştır. Birkaç kez ve en son olarak 1978 yılında restore
edilmiştir.

MERSİN’DEKİ ANTİK KENTLER
SOLI - VIRANŞEHIR( SOLOI-
POMPEIPOLIS )
Mersin'in 14 km batısında, deniz kenarında bulunan Soloi antik kenti, MÖ 7.
Yüzyılda Rodoslu koloniciler tarafından kurulmuş, kente güneş anlamına gelen
Soloi adı verilmiştir. Darius( MÖ 521-485) zamanında, Klikyayı ele geçiren
persler için Soloi önemli bir liman kenti olmuş ve adına sikke darp edilmiştir.
Antik kentte, , sütunlu cadde, tiyatro, Roma hamamı, kent duvarları, nekropol
su kemeri gibi yapılar bulunmaktaydı. Günümüzde dağ kapısından deniz kapısına
kadar uzanan korint başlıklı 200 sütunlu yoldan, 41 adet sütun ayakta
kalmıştır. Bunlardan 33 adeti başlıklı olup insan aslan ve kartal kabartmaları
ile süslenmiştir. Ayrıca liman, hamam kalıntıları, su kemeri bugüne kadar
ulaşabilmiş kalıntılar arasındadır. Mersin Müzesinde kente ait eserler
sergilenmektedir. Petersburg Hermitage Müzesinde, Bizans dönemine ait bir
kiliseden götürüldüğü anlaşılan altın ve gümüş objeler bulunmaktadır.
KELENDERİS
Mersin'in Aydıncık ilçesindedir. Kazılarda çıkan en eski
seramik örnekleri ancak İ.Ö. 8. ve 7. yüzyıla aittir. Antik yazarlardan
Apollodoros, Kelenderis’in Suriye’den gelen Sandokos tarafından kurulduğunu
belirtir. Kentteki kazılar, 1986 yılından beri Konya
Selçuk Üniversitesi’nden Prof.Dr. Levent Zoroğlu başkanlığında
sürdürülmektedir. Kelenderis ilk parlak dönemini İ.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda
yaşamıştır. Atinalılar’ın öncülüğünde Persler’e karşı kurulan Attik-Delos Deniz
Birliği’nin en doğudaki üyesi olmuştur. . Kentteki Liman Hamamının Üç ana mekânı
günümüze kadar ulaşmıştır. Nekropol alanında yapılan kazılarla çok çeşitli
mezar tipleri açığa çıkarılmıştır. Bu nedenle Kelenderis antik kenti mezar
çeşitlilikleriyle dikkat çekmektedir. Aydıncık-Gülnar yolu üzerinde 15.
kilometrede orman içindeki kaynaktan kente su getiren kemerler ve kanallar
günümüze kadar ulaşabilen alt yapılardır.
NAGİDOS
Mersin Bozyazı da bulunan Nagidos antik kenti, Kelenderis gibi bölgenin en eski
kentlerinden biridir. Nagidos'un
kalıntıları Bozyazı İlçesinde, kıyıya yakın bir tepe üzerindedir. Kentten günümüze ulaşan kalıntılar, bu
tepenin zirvesine yakın yerdeki surlardan ibarettir. Ayrıca Bozyazı Çayı
üzerindeki köprünün ilk biçiminin Roma çağında yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca bir suyolu kalıntısı ile bir hamamın temelleri yine Geç Roma, Bizans
çağı kalıntıları arasındadır.
Elaiussa-Sebaste
(Ayaş) ve Korykos (Kizkalesi) Su
Kemerleri
Lamas Nehri’nin Akdeniz’e döküldüğü yerin 10 km. kadar
güneybatısında bulunan Elaiussa Sebaste ile onun 6 km. güneybatısındaki Korykos
antik şehirlerinin su iletim sistemleri, Roma ve Erken Bizans Dönemleri’ne
tarihlenmektedir. Lamas Nehri’nden Limonlu Köyü’nün membaında 100 m.
yükseklikte yandan su alma düzeniyle kayaya oyulmuş kanala alınan su, sahil
boyunca her dere yatağını baştakiler daha yüksek, sonrakiler giderek alçalan ve
kısalan sekiz su kemeriyle, önce Elaiussa Sebaste’ye sonra Korykos’a belki de
daha ileriye iletilmiştir.
Bu sutaşıma sisteminin içerisinde ana kayaya oyulmuş
galeriler, ana kaya oyularak veya harçlı duvar tekniğinde yapılmış üstü açık
kanallar ve su kemerleri bulunmaktadır. Helenistik Dönem’de suyun temiz
kalmasını sağlamak için yapılan su kanallarının üzerini örtmüşler ve
mümkün olduğu kadar da yerin altından geçirmişlerdir. İlk kez Roma Dönemi’nde
yapılan su kemerleri öncelikle Elaiussa Sebaste’ye kadar suyu götürüyordu.
Çünkü bu dönemde Korykos, Elaiussa Sebaste’ye bağlı bir yerleşimdi. 4.yüzyıldan
sonra Seleukeia’nın Isauria Eyaleti’nin merkezi olması, bu kente yakın olan
Korykos’u da etkilemiş ve limanı sayesinde önem kazanmasını sağlamıştır. Elaiussa
Sebaste ise bu tarihten sonra limanının kumullar yüzünden kapanmasıyla önemini
kaybetmiştir. Bu nedenle 5. ve 6.yüzyıllarda bu su kemerleri Korykos’a su
taşımak için tamir edilmiştir. Elaiussa Sebaste’ye su ileten sistemin
muhtemelen Roma Dönemi’nde İ.S. 1. ve 2. yüzyıllarda inşa edildiği , çok
kereler onarım gördüğü ve daha sonraları da Korykos’a su iletecek şekilde
uzatıldığı tespit edilmiştir.
Elause
Sebaste Antik Kenti Mersin - Ayaş
Erdemli’ye 20 km. uzaklıktaki Ayaş Beldesi’nin,
Merdivenlikuyu Mevkii’nde yer almaktadır. İl merkezine olan uzaklığı 50
km.’ dir. Antik şehre ait ilginç anıtlardan birisi olan kayaya oyulmuş son
derece büyük sarnıça inilen merdivenler nedeniyle Merdivenlikuyu adını
almıştır. İ.Ö. 2. ve 1. yüzyılda kurulmuş olan Elaiussa İmparatorluk ve Erken
Hıristiyanlık Dönemleri’nde en parlak dönemini yaşamıştır.
İ.Ö. 20’lerde Elaiussa, Kapadokya kralı Archelaos’un
denetimi altına girmiştir. Adının Sebaste olarak değişikliği bu dönemde
olmuştur. İki liman havzası, bu toprakların yağ ve orman bakımından zenginliği,
kara ve deniz yolu ile diğer limanlara ve dağlık kısımlara ulaşımın sağlanması
bakımından kilit nokta konumundadır. ( Yazının
devamı ve çok geniş bilgiler için Tıklayın Elause Sebaste Antik Kenti Mersin -
Ayaş )
Kız
Kalesi ve Korykos
Mersin’in 60 km. güneybatısında, Kızkalesi Beldesi’nde yer
almaktadır. Silifkeye olan uzaklığı ise 25 km. kadardır. Herodotos’a göre kent, Korykos (Gorgos?)adında
Kıbrıslı bir prens tarafından kurulmuştur. Korykos adına ise İ.Ö. 1. yüzyıl
başlarında Seleukos kralı IV. Anthiokos’un ölümünden sonra çıkan
karışıklıklardan yararlanarak bağımsızlığını ilan ettiği sıradaki sikkelerin
üzerinde rastlanmıştır. Kuzeydoğudan güneybatıya değin limanı da kapsayan,
doğuda Elaiussa- Sebaste’ye, batıda Cennet-Cehenneme kadar uzanan bu yerleşimle
ilgili en erken bilgiler Hellenistik Dönem’e aittir. ( Yazının
devamı ve Geniş bilgi için tıklayın Kız Kalesi ve Korykos )

Kanlıdivane
Erdemli’ye 17 km. uzaklıktaki
Yemişkumu Mahallesi’nden kuzeye sapan 3 km.’lik yolla ulaşılmaktadır.
Yerleşim büyük bir obruğun etrafında ve kuzeyinde kurulmuştur. Toroslarda çok
rastlanan karst olayıyla meydana gelen doğal çukurların en büyüklerinden olan
bu obruğun, İlk Çağlar’dan beri kutsal bir işlev gördüğü sanılmaktadır.
Kanlıdivane Antik Dönem’de Olba Krallığı’nın sınırları içinde bulunan önemli
bir dinsel merkezdir. Bu özelliğinin Hıristiyanlık Dönemi’nde de sürdüğü,
obruğun kenarındaki Bizans Dönemi’ne ait dört kiliseden anlaşılmaktadır. Şehrin
Bizans Dönemi hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Olba Krallığı’na
ait kenti yeniden düzenleyen Bizans imparatoru II. Theodosius’un ( 408–450)
kente Neapolis adını verdiği bilinmektedir. 12. yüzyıl sonlarında
Ermeni hâkimiyetine girmiş olmasına rağmen onlara ait bir kalıntı görülememesi
onların burada yerleşmemiş olduklarını düşündürmektedir. Türk hâkimiyetine
girdikten sonrada Türkmen aşiretleri ören yerini kışlak olarak kullanmışlardır
ve bu gelenek günümüze kadarda devam etmiştir. II ve III No’lu Kilise
arasındaki Müslüman Mezarlığı bu göçebe aşiretlere aittir. Buradaki mezarların
yanında bulunan üzüm veya zeytin ezme yerleri Dağlık Kilikia için tipik bir
özelliktir. Yazının
devamı ve Geniş bilgi için tıklayın Kız Kalesi ve Korykos )
UZUNCABURÇ (DİOCAESAREA)
Mersin’in en önemli ve en iyi korunmuş tarihi kalıntıları Silifke’nin 30 km
kuzeyindeki Uzuncaburç beldesindedir. Helenistik çağda merkezi Uzuncaburç’un 4
km doğusundaki (ura) Olba Krallığı’nın ibadet yeri olan bugünkü Uzuncaburç
yerleşim yeri, Roma döneminde, İ.S. 72 yılında İmparator Vespasianus zamanında
Olba’dan ayrılarak Diocaesarea (Tanrı-İmparator Kenti) adıyla özerk, kendi
adına para basabilen yeni bir site durumuna getirilmiştir. Diocaesarea’daki
Zeus Tapınağı, burç ve piramit çatılı anıtmezar Selefkoslar, yani Helenistik;
sütunlu cadde, tiyatro, tören kapısı, çeşme, Şans Tapınağı ve Zafer Kapısı Roma
döneminden kalma yapılardır. V. yy’da hristiyanlığın yörede gelişmesi ile Zeus
Tapınağı kiliseye dönüştürülmüş, ayrıca yeni kiliseler de yapılmıştır. Bizans
döneminin ardından Anadolu Türkleri buraya şehrin sembolü olan yüksek burcun
ismini vererek “Uzuncaburç” demişlerdir.[15]
ADRASSUS
(BALABOLU)
Mut’un 42 km. batısında yer alan
Yalnızcabağ Köyü’nün 9 km. kuzeybatısındadır. Değirmen Mevkii yönüne
giderken yolun solunda bulunan tepede akropolü, bu tepenin kuzeybatısında ve
yolun sağında da nekropol alanı bulunmaktadır. Üzerinde yer aldığı tepenin adı
Balapoğlu-Balabolu olarak geçmektedir. Roma Dönemi’nde iskan gördüğü anlaşılan
kent coğrafi ve stratejik önemi nedeniyle müstakil bir şehir olmuştur. Daha
sonra Bizans İmparatorluğu’nun ve zaman zaman Isauria’nın himayesine girmiştir.
Kentin kilise yapısına ait kalıntısı tepenin zirvesinde yer almaktadır.
Kilisenin sadece apsisinin temel izleri kalmıştır. Eteklerde yuvarlanmış bir
de sütunce bulunmaktadır. Tepenin çevresindeki kayalıkların
yükseklikleri, girinti ve çıkıntıları düzeltilerek küçüklü büyüklü bir çok oda
meydana getirilmiştir. Bunların bazılarının içleri sıvalıdır. Yine aynı şekilde
yerindeki ana kayanın oyulması ile oluşturulan sütunlar da vardır. ( Geniş
Bilgi için https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-33656/muzeler-ve-orenyerleri.html)
[16]
ESKİ ANAMUR (ANEMURİUM)
Anamur İlçe merkezinin 6 km. güneybatısındadır., Roma İmparatorluğu, öncesine
giden kalıntılara da bu güne kadar rastlanmamıştır. Anemurium'un adının
"rüzgârlı yer" anlamında kullanıldığı da antik kaynaklarca ifade
edilir. 1.yüzyılda kentin çevresine ilk surların yapıldığı, bir süre Kommagene
Kralı Antiochus'un (38-72) yönetimine bırakıldığı tarihi bilgiler arasındadır. ( Geniş
Bilgi Çukurpınar
Anamur ve Mamure Kalesi )
TİTİOPOLİS
Anamur'un batısında Ovabaşı köyü yolu üzerinde 5. km'de sağda, köy içinde
ve kuzeyindeki hakim tepeler üzerinde çok geniş bir alana yayılan Kalınören
köyü kalıntılarının bulunduğu yere gelinir. George Evart Bean ve Terence Bruce
Mitford 1964-1968 yılları arasında Kilikya'da yaptıkları incelemeleri sonucunda
hazırladıkları Batı Kilikya'da bulunan antik yerleri gösteren haritaların da
bugünkü Kalınören köyünün yerini TITIOPOLIS olarak işaretlemişlerdir.
ÖNEMLİ HÖYÜKLER
YUMUKTEPE
Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden biridir. Sistemli arkeolojik kazılar
İngiliz John Garstang başkanlığında 1936-1937 yıllarında yapılmıştır. II. Dünya
Savaşı'nın başlaması nedeniyle ara verilen kazılar 1946'da yeniden başlanıp
1947'de sonuçlanmıştır. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi ve Roma Üniversitesi
işbirliği ile hazırlanan "Yumuktepe Arkeolojik Kazısı" 1993 yılında
uygulanmaya başlanmıştır. Yaklaşık 15 yıl sürecek kazı çalışmaları yaz
aylarında sürdürülmektedir.
GÖZLÜKULE
Neolitik Çağda (İ.Ö. 5000) toprak tepe üzerinde kurulmuş en eski medeniyeti
yaşamasıyla Anadolu kültürüne ışık tutan önemli yerleşim merkezlerinden
biridir. İlk çağda Tarsus limanı olarak kullanılmıştır. Şehrin güneydoğusunda
bugün park olarak ağaçlandırılmış 300 m. uzunluğunda ve 22 m. yüksekliğinde bir
höyüktür
MERSİN’DEKİ KALELER
GÜLEK KALESİ TARSUS
Tarsus İlçesine bağlı Gülek Beldesinin kuzeydoğusunda yüksek kayalık dağ
üzerindedir. Gülek Boğazına hakim olan kale, oldukça düzgün taşlardan özenle
yapılmıştır. Kalenin surları savunmaya zayıf noktalardan köşeli ve yuvarlak
kulelerle takviye edilmiştir. Kaleye giriş, kemerli abidevi bir kapıdandır.
Kale oldukça tahrip olmuş durumdadır.

MAMURE KALESİ
Kale üç bölümden oluşmaktadır.
Yüksek duvarlarla ayrılmış doğudaki iç avlu, batıdaki dış kale ve bunların
güneyinde kayalıklar üzerine inşa edilmiş iç kaleden oluşmaktadır. 39 kulesi,
su sarnıçları ve camisi, dışında hamamı bulunan kalenin etrafı 10 m.
genişliğinde savunma amaçlı hendekle çevrilidir. dır. Duvarlar ve burçlar
yapılırken, çeşitli taşlar ve horasan harcı kullanılmıştır. Giriş kapıları ve
bazı pencerelerin kemerleri ile duvar köşelerinde kesme taş kullanılmıştır.
Daha geç devirlerde yapılan onarım ve eklentilerde tuğla kullanılmıştır.
Çift katlı olan kale duvarları
içinde birbirleri ile bağlantılı olan galeriler bulunmaktadır. Bu galeriler
birbirleri ile irtibatlıdır. Üst kattaki burçlara ve seyirdim yerlerine
merdivenlerle de ulaşılmaktadır. Burçlara ayrıca dış merdivenlerle ulaşım sağlanmaktadır.
Kalenin güneyde sahil kenarındaki baş kale olarak adlandırdığımız kalın ve
yüksek gözetleme kulesinden başlayarak, dairesel ve dört köşe formlarında baş
kale ve köşe burcunun yanında üstü tamamen yıkılmış olan fener kulesi
bulunmaktadır.
SİLİFKE
KALESİ
Temel tespitlerine göre
Helenistik veya erken Roma dönemine ait olduğu anlaşılan kale, geçirdiği onarım
ve değişiklikler sonucu bugün bir Ortaçağ kalesi görünümündedir.
Silifke’ye hâkim, 185 m
yüksekliğinde bir tepe üzerinde yapılmış olan, etrafı kuru hendekle çevrili
oval biçimdeki kalenin içinde kemerli galeriler, su sarnıçları, depolar ve
diğer yapı kalıntıları bulunmaktadır. Ünlü gezgin Evliya Çelebi
Seyahatname’sinde, XVII. yy.da Silifke Kalesi’nin 23 burcu olduğunu, içinde bir
cami ve 60 ev bulunduğunu yazar. Ancak, burçların bir kısmı ve kale içi tamamen
yıkık durumda olduğundan tam tespiti yapmak mümkün değildir. Halen görülebilen
10 adet burç mevcuttur.

KIZ KALESİ
Denizdeki Kale
Deniz Kalesi olarak da anılan Kızkalesi, belde sahilindeki
küçük bir adacığın üzerinde kurulmuştur. Kıyıya uzaklığı bulunduğunuz yere göre
değişmekle birlikte ortalama 600 m. kadardır. Kalenin girişi kuzeydedir. Burada
da devşirme malzeme kullanılmıştır. 192 m. uzunluğundaki mazgal delikleri
açılmış kale suru üzerine 8 tane üçgen, dörtgen ve yuvarlak biçiminde burçlar
oturtulmuştur. Batıdaki sur boyunca uzanan iyi korunmuş bir galeri ile buradan
denize açılan bir kapı bulunmaktadır. Mersin Müzesi tarafından yapılan temizlik
kazısı sırasında kalenin orta alanında bir yapı kompleksi ortaya çıkarılmıştır.
Bu yapı kompleksi içerisinde bir şapel bulunmaktadır. Yapı topluluğu ile
müşterek plan veren bu şapelin, kalenin avlusunda bulunan diğer şapelden daha
eski olduğu anlaşılmıştır.
Karadaki Kale:
Korykos Kalesi yapılırken genelde Roma Dönemi mimari parçaları devşirme olarak
kullanıldığı için Ermeni işçiliği çok az görülebilmektedir. Kale çeşitli
düzenlemeler ve eklemelerden sonra bugünkü haline 13. yüzyılın ortalarında
gelmiştir. Aynı merkezli iki sıra surdan oluşmuştur. Dış sur daha geç inşa
edilmiş olmalıdır. İç surların kapladığı alanın avlusunda üç kilise
bulunmaktadır. Yine burada bulunan bir kapının üzerinde haç kabartması vardır.
Yanı sıra sarnıçlar ve kare planlı bir yapı görülmektedir. Kalenin doğusunda
malzeme olarak küçük kesme taşın kullanıldığı geniş bir mezar vardır. Kalenin
doğusunda ana kaya kesilerek oluşturulmuş büyük bir hendek bulunmaktadır.
HİSARKALE
Erdemli’ye 14 km. uzaklıktaki
Kumkuyu Beldesi’ne bağlı Kanlıdivane’nin batısındadır. Kabaçam örenyeri ile
arasında bulunan bir vadi ile ayrılmaktadır. Sahile en yakın noktaya
kurulmuştur. Önemli bir stratejik noktada yer almaktadır. Garnizon kalesidir.
Güney-Kuzey doğrultusundaki vadinin dördüncü kilometresinde yer almaktadır.
Kale surlarla çok iyi tahkim
edilmiştir. Batıdaki sur, çok sarp ve çıkılması imkânsızdır. Poligonal
teknikte, çift sıra taş ile inşa edilmiştir. Sur bedeninin iç kısmı payelerle
desteklenmiştir. Kuzey sınırdaki surun hemen arkası ise düzleştirilerek, yan
yana küçük odacıklara ayrılmış, olasılıkla işlik ve barınak haline
getirilmiştir.
TIRTAR
(AKKALE)
Akkale, Mersin-Silifke karayolu
üzerinde Mersin'e 49 km. uzaklıktadır. Geç Roam döneminde kurulmuştur. Denize
hakim bir noktada bulunan Akkale'de 2-3 katlı bir ana yapı ve bunun doğusunda
haç planlı, iki katlı küçük bir bina; güneyinde iki uzun dehliz halinde bir alt
ana yapı; bir su sarnıcı, hamam yıkıntısı ve deniz kıyısında küçük bir sarnıç
ve limanı bulunmaktadır. Büyük bir zeytinyağı ihraç merkezi olan Akkale'de
15.000 ton zeytinyağı alabilecek kapasitedeki sarnıç halen ayaktadır.
MERSİNDEKİ DİĞER KALELER
VEYSELLİ KALE (
Ayaş) , YENİYURT KALESİ ( Ayaş) , MEYDAN
KALESİ ( Silifke, SİVRİ KALE), HANÇERKALE
Silifke, GÖKBURÇ KALE, Silifke, LİMAN KALESİ Taşucu, TOKMAR KALESİ (CASTELLUM
NOVUM) Taşucu, MUT KALESİ, MAVGA KALESİ Kozlar Yaylası yakınında Mut, GÜLNAR KIRSHU
(MEYDANCIK KALESİ), BOZYAZI SOFTA KALESİ, YELBİZ KALESİ Bozyazı, AYDINCIK SUSANLIK
KALESİ,
MÜZELER
ANAMUR MÜZESİ
Yalıevler Mahallesi, Atatürk Caddesi, Fahri Görgülü Caddesi
No:8, Anamur
Müzede etnografik ve arkeolojik eserler bölümü, kütüphane,
fotoğrafhane, laboratuar, konservasyon ve sanat galerisi gibi üniteler
bulunmaktadır. Arkeolojik bölümde Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait
eserler sergilenmektedir. Bozyazı’daki kazıda bulunan kabartma motifli altın
diadem; Anamur Nekropolünde bulunan 36 parça ajurlu Bizans yapısı altın
objeler, bronz athena, kantar ağırlığı, Müzenin önemli eserleri arasında yer
almaktadır.
MERSİN MÜZESİ
Kent merkezindeki Kültür Merkezi'nin doğu cephesindedir.
Arkeolojik ve etnografik eserler üç ayrı salonda teşhir edilmektedir. Taş
eserlerin sergilendiği birinci salonda; Roma dönemine ait mermer insan başları,
heykel ve steller ile anforalar yer almaktadır. Pişmiş kilden (Terracota) yapılmış
terliksi formdaki mezarlar, Pompeipolis antik kentinde bulunmuştur. İkinci
salonda; Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden Yumuktepe ve Gözlükule
kazılarından çıkarılan Yeni Taş, Bakır Taş ve Eski Tunç dönemlerine ait eserler
sergilenmektedir. Bunlar iki kulplu kaplar, ikili, üçlü, dörtlü sepetkulplu
fincan şekilli kaplar, gaga ağızlı testiler ve çeşitli boyalı kaplardır. Ayrıca
Eski Tunç, Urartu, Helenestik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli çanak,
çömlek, cam ve bronz eserler, bronz, gümüş ve altın sikkeler bu salonda
sergilenmektedir.
MERSİN ATATÜRK EVİ VE MÜZESİ
Atatürk 20 Ocak 1925 tarihinde eşi Latife hanımla birlikte
Mersin'e geldiğinde bu evde 11 gün misafir edilmişti. Bu yapı günümüzde Atatürk
Evi ve Müzesi olarak düzenlenmiştir. 2 katlı müzenin 1. Katında, Atatürk'ün
değişik tarihlerde Mersin'i ziyaretleri ve Kurtuluş savaşı ile ilgili fotoğraf
ve belgeler yeralır. 2.katında ise çalışma, dinlenme, yatak ve misafir odaları
ile şahsi eşyaları bulunur. Ayrıca bir konferans salonu vardır.
SİLİFKE MÜZESİ
Arkeolojik ve etnoğrafik eserlerin sergilendiği müze,
Neolitik Dönemden başlayarak M.Ö. 1200 yılları, Arkaik, Grek, Hellenistik,
Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı
devirlerine ait eserler sergilenmektedir.
SİLİFKE ATATÜRK EVİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİ
Atatürk’ün Silifke’ye 27 Ocak 1925 tarihinde ilk gelişinde
kaldığı tarihi ev restore edilerek, kullandığı eşyalarla birlikte müzeye
dönüştürülmüştür.
TARSUS MÜZESİ
Tarsus Müzesi,1557 Yılında Ramazan oğullarından Kubat Paşa
tarafından açık avlulu medrese olarak yaptırılan ve 1966 yılında restore edilen
Kubat Paşa Medresesi müze haline getirilmiş Müzedeki eserler Paleotik,
Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Urartu, Grek, Roma, Bisans, Selçuklar, Osmanlı
devletine aittir.
Taçucu Arslan Eyce Amphora Müzesi
Arslan Eyce, Amphora koleksiyonunu 1997’de Taşucu Eğitim ve
Doğal Hayatı Koruma Vakfına bağışlamış ve 1800’lü yıllarda yapılmış kemerli
tarihi niteliği olan binada açılan Müze Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca 1997
yılında Taşucu Arslan Eyce Özel Amphora Müzesi olarak, onaylanmıştır.
Türkiye’deki ilk ve tek amphora müzesi olma özelliğini
taşıyan Müze’de, Taşucu, Mersin ve Antalya açıklarından balıkçıların ağlarına
takılarak toplanan ticari amphoralar sergilenmektedir. Koleksiyonda yer alan
eserler arasında en büyük gurubu, yerel üretim amphoralar oluşturmaktadır. Müze
bünyesinde sergilenen eserler, bölgenin Antik dönemdeki canlı ticari
ilişkilerine ışık tutmaktadır. Ele geçen çok farklı tipteki amphoralar,
bölgenin, antik dünyanın önemli merkezleri ile ticari ilişkiler içinde olduğunu
da kanıtlamaktadır. Müzede M.Ö. 7. yüzyıl ile M.S. 18. yüzyıl arasında
üretilmiş olan ticari amphoralar da yer almaktadır.
Turizm Alanları ve Doğal Güzellikler
Mersin 321 km lik sahil şeridine sahiptir. Mersin kıyıları
yaklaşık 108 km'lik bölümünde doğal kumsalları vardır.
Alahan Manastırı (Mut), Kravga Köprüsü, Kızkalesi,
Yumuktepe, Kanlıdivane (Neapolis), Anamuryum Harabeleri, Viranşehir ( Soli),
Tarsus - Aziz St. Paul Kilisesi, Silifke-Uzuncaburç, Karaduvar, Ayaş,
Çamlıyayla Namrun Kalesi (Lampron) ve Sinap Kalesi, Alahan (Alacahan)
Manastırı, Narlıkuyu, Zeus (Jupiter) tapınağı, Cennet Cehennem mağaraları,
Çukurpınar Mağarası, Korikos Kalesi, Mamure Kalesi, Aslanköy Kaya Mezarları,
Adam Kayalar, Tarsus-Ulu Cami, Tarsus-Eski Cami, Büyükeceli Kaya mezarları, Kızkalesi, Ayaş, Yumuktepe, Soli-pompeipolis,
Eshab-ı Kehf Mağarası, Anemurium tarihi kalıntıları, Kleopatra Kapısı gibi turizmde
ilgi çekici mekânlara sahiptir. Tisan, Taşucu,
Narlıkuyu ve Dana Adası Önemli plajları ise Anamur, Kızkalesi, Susanoğlu ve
Ayaştır.yerli turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği bölgelerdir.
Yayla turizminde beğenilen ve ilgi çeken yaylalar ise Gözne,
Ayvagediği, Soğucak, Fındıkpınarı,Çamlıyayla Namrun ve Sorgun Yaylalarıdır.
2008 yılında Mut ilçesinde bulunan Alahan Manastırı ve
Tarsus ilçesinde bulunan St.Paul Kuyusu ve Anıt Müzesi UNESCO Dünya Miras
Alanları kapsamındaki yerler listesine alınmıştır.
·
Mersin Marina
Mersin Marina, 500 yatlık deniz, 500 yatlık kara bağlama
kapasitesi ile ülkemizin Doğu Akdeniz çanağındaki en büyük marinası olacaktır.
Şehir marinası anlayışı ile tasarlanmıştır.
Mersin Marina bünyesinde bulunduracağı spa, restoran, bar,
yat kulübü ve spor merkezi gibi birçok sosyal olanağın yanı sıra yatçılar için
yat gereçleri satan mağazalar, çamaşırhane, duş-tuvalet, süpermarket, özel park
yerleri, kablosuz internet erişimi, TV bağlantısı, akaryakıt ikmal, tekne
bakım, ilkyardım, meteoroloji, yatçı depoları, hudut kapısı giriş çıkış ve
gümrük hizmetleri gibi ihtiyaç duyulabilecek tüm hizmetleri “uluslararası
standartlardaki kalitesi” ile müşterilerine sunmaktadır.
MERSİN PLAJLARI
MEZİTLİ, ERDEMLİ , AYDINCIK, BOZYAZI ANAMUR, TARSUS İlçelerinde çok
sayıda plaj bulunur. Susanoğlu, Kızkalesi Ayaş, Kumkuyu, Tömük, Kapızlı,
Soli Turistik Tesisleri Plajı, Kızkalesi Halk Plajı, Akkum Halk Plajı vb
tanınmış plajlarıdır.

Cennet Obruğu,
Cennet Obruğu, 90 m. derinliğinde bir yeraltı deresinin yaptığı
erozyon sonucunda, göçmesi nedeniyle meydana gelmiş devasa bir çukurdur. Denizden yüksekliği 135 m. olan bu çöküntü
içine, Romalılar devrinden kalma antik bir merdivenle inilir. İçinin yemyeşil
oluşu, dibinde akarsuyun bulunuşu ve serinliği nedeniyle cennet denilir. “Bir yer
altı akarsuyu da diyebileceğimiz bu sistem günümüzde faaliyetine devam etmekte
ve akarsu yolu üzerinde oluşmuş Cehennem Obruğu’nun taban yüzeyi altından
geçmektedir. Narlıkuyu arazisinin derinliklerinden, karstik kaynaklar şeklinde
Akdeniz’e karışmaktadır.”
Cennet göçüğünün içine Paulus adına bir kilise yapılmıştır. Mersin-Silifke yolu üzerinde bulunan Narlıkuyu
ilçesi yakınlarında iki önemli karstik çukur bulunmaktadır. Obruk olarak
adlandırılan bu çökme yapılar kireçtaşından oluşan plato içerisinde gelişmişlerdir.
Cehennem Obruğu
Tıpkı Cennet Obruğu gibi alttan bir yeraltı deresinin yaptığı erozyonla tavanın
göçmesi sonucu oluşmuş. 50x75 m. boyutlarında ve elips biçiminde bir obruktur. Cennet
Obruğu’na nazaran daha dar ve diktir. Bu nedenle tabanına inmek mümkün değildir,
ancak özel dağcı ipi veya esnek
merdivenle inip çıkılabilir.
NARLI KUYU
Narlıkuyu Mersin'in 65 km güney batısında Erdemli’ye 27,5 ve
Silifke'ye de 22 km uzaklıkta Ulaşım kolaylığı sayesinde, Mersin ve ilçelerinin
gözde dinlenme mekânlarından biridir.
Narlıkuyu soğuk ve tatlı suyu ile
diğer koylardan farklıdır. Su soğukluğunun sebebi Narlıkuyu’nun kuş uçuşu 1.2
km. kadar kuzey batısında yer alan Cennet obruğundan gelen yer altı suyudur. Narlıkuyu
ile Cennet ve Cehennem obrukları 2 km lik asfalt bir yolla birbirlerine
bağlanmışlardır.
Koy suyu çok soğuk olduğundan,
koyda ender olarak denize girilir. Buna karşılık, koy balıkçılık ve gezinti
teknelerinin popüler uğrak yerleri arasındadır. Koyun çevresinde çeşitli
balıkçı lokantaları açılmıştır. NarlıkuyuÜç Güzeller mozaiği, Mozaik Müzesi ,
Akkum plajı, ve Akyar koylarına ev sahipliği yapar. .
Eğitim
Şehirde üç ikisi vakıf, biri devlet üniversitesi olmak üzere
üç üniversite vardır. Mersin Üniversitesi, 1992 yılında açılmıştır. Bünyesinde
11 adet fakülte ve 8 adet meslek yüksekokulu ile 20.000 öğrenci barındırmaktadır.
İldeki bir diğer üniversite ise Yenice'de bulunan Çağ Üniversitesi'dir. Son
açılan üniversite ise Toros Üniversitesi'dir.
KÜLTÜR
Mersin'de Türkiye'nin dördüncü devlet opera ve balesi
mevcuttur. Mersin Devlet Opera ve Balesi gösterilerini Mersin Kültür
Merkezi'nde sergilemektedir.
Kentte düzenli olarak Mersin Uluslararası Mersin Müzik
Festivali, Mersin Türk Sanat Müziği Festivali ve Mersin Uluslararası Nevit
Kodallı Çoksesli Korolar Festivali gibi aktiviteler de düzenlenmektedir.
Mut klimleri, Silifçe kaşık oyunlarıi Yörük geleneği ve kültürü Mersinin kültürüle zenginliklerindendir.

Resim Alıntı: https://www.mersin.adalet.gov.
Resim Alıntı: w.nereyegitmeli.net/mersin/
KAYNAKÇA
- "Türkiye
İstatistik Kurumu 2012 genel nüfus sayımı verileri". 13 Şubat 2013
tarihinde erişildi.
- "Türkiye
İstatistik Kurumu 2012 genel nüfus sayımı verileri". 13 Şubat 2013
tarihinde erişildi.
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Mersin_%28il%29
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Mersin_%28il%29
- https://www.mersin.gov.tr/Default.aspx?pid=11241
- https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-33657/camiler-kiliseler.html
- https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-33656/muzeler-ve-orenyerleri.html
- https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-33656/muzeler-ve-orenyerleri.html
- https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-33656/muzeler-ve-orenyerleri.html
- https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/forummesaj/251-cukurpinar__anamur_ve_mamure_kalesi.html
- https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/forummesaj/251-cukurpinar__anamur_ve_mamure_kalesi.html
- https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-33656/muzeler-ve-orenyerleri.html
- Elause
Sebaste Antik Kenti Mersin - Ayaş Edebiyadvesanatakademisi.com/forumkategori/9
- Kız
Kalesi ve Korykos Edebiyadvesanatakademisi.com/forumkategori/9
- https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-33656/muzeler-ve-orenyerleri.html
- https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-33656/muzeler-ve-orenyerleri.html
- https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/forummesaj/251-cukurpinar__anamur_ve_mamure_kalesi.html
- https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-33656/muzeler-ve-orenyerleri.html
- https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-33656/muzeler-ve-orenyerleri.html
- https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-33656/muzeler-ve-orenyerleri.html
- https://www.mersinkulturturizm.gov.tr/belge/1-94904/tacucu-arslan-eyce-amphora-muzesi.html
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Cennet_ve_Cehennem_%C3%87%C3%B6k%C3%BCkleri